Doğada yürüyüş yaparken karşılaşılan, sonbaharda açan mor çiçekleriyle dikkat çeken Colchicum autumnale, yani halk arasında bilinen adıyla çayır safranı, göz alıcı güzelliğiyle büyülüyor. “Sonbahar çiğdemi” ve “çıplak kadınlar” gibi isimlerle de bilinen bu bitki, yapraksız çiçek açması nedeniyle kolayca ayırt ediliyor. Ancak bu görsel zarafet, fark edilmediğinde ciddi bir tehlike anlamına geliyor.
Halk Arasında Farklı İsimlerle Anılıyor
Bu tehlikeli bitki, Türkiye’nin çeşitli bölgelerinde farklı adlarla anılıyor:
- Çayır safranı
- Sonbahar çiğdemi
- Zehirli çiğdem
- Zehirli zambak
- Çıplak kadınlar
Görüntüsünün aldatıcı olması nedeniyle bu bitkiyle karşılaşanlar, çoğu zaman onun taşıdığı tehlikenin farkına varmıyor.
Yabani Sarımsak Sanılıyor, Zehirlenme Kaçınılmaz Olabiliyor
İlkbaharda yeşeren yaprakları, doğada sıkça toplanan yabani sarımsağa benzetilebiliyor. Ancak çayır safranının içinde bulunan kolşisin maddesi, yalnızca birkaç gramlık bir miktarda bile ölümcül etkiye sahip. Bu madde özellikle bitkinin korm (soğan) ve tohumlarında yoğun bulunuyor.
Sessiz Ama Ölümcül Bir Zehirlenme Süreci
Kolşisin vücuda alındığında, hücrelerin bölünmesini durdurarak sistemli bir çöküş başlatıyor. Zehirlenme belirtileri çoğu zaman ilk saatlerde hafif gibi görünse de süreç hızla ağırlaşıyor:
İlk 12 Saat:
- Ağızda ve boğazda yanma
- Mide bulantısı, kusma
- Kanlı ya da sulu ishal
- Şiddetli karın krampları
- Yoğun sıvı kaybı (dehidrasyon)
1–3 Gün Arası:
- Karaciğer ve böbrek fonksiyon bozulmaları
- Kalp ritminde düzensizlik
- Akciğerlerde sıvı birikimi (ödem)
- Kemik iliği baskılanması
- Çoklu organ yetmezliği
3.Günden Sonra:
- Ölüm riski yüksektir
- Daha hafif vakalarda bile halsizlik, saç dökülmesi, sindirim problemleri gibi uzun vadeli etkiler görülebilir
Panzehiri Yok, Tedavi Sadece Destekleyici
Kolşisin zehirlenmesinde özel bir panzehir bulunmuyor. Bu nedenle uygulanan tedavi, vücudu desteklemeye, sıvı-elektrolit dengesini sağlamaya ve organ yetmezliğini yavaşlatmaya yönelik oluyor. Erken müdahale, yaşam şansını artırmada büyük rol oynuyor.
Bahçelerde Güzellik, Fark Edilmezse Felaket
Bahçelerde süs bitkisi olarak da kullanılan çayır safranı, sonbaharda açan iri ve gösterişli mor çiçekleriyle estetik bir görüntü sunuyor. Fakat evcil hayvanlar ve küçük çocuklar için bu bitki büyük risk taşıyor. Korumalı alanlarda yetiştirilmesi tavsiye ediliyor.
Kolhis’ten Bugüne: Bir Efsanenin Çiçeği
Bitkinin adı, Yunan mitolojisinde Medea’nın memleketi olan Kolhis’ten geliyor. Mitolojik öykülerde zehirli iksirlerin vazgeçilmez malzemesi olduğu söylenen bu bitki, geçmişten günümüze doğanın hem estetik hem ölümcül yüzünü yansıtan bir simge olarak varlığını sürdürüyor.
Tanımadan Toplama!
Doğada yürüyüş yapanların veya bitki toplayanların, her gördükleri yeşilliği toplamadan önce dikkatli olması gerekiyor. Özellikle çayır safranı gibi ölümcül türler, yanlışlıkla tüketildiğinde felaketle sonuçlanabiliyor. Güzelliğine kapılmadan önce doğayı iyi tanımak şart.
Balıkesir’de Nerelerde Görülüyor?
Sonbaharda ortaya çıkan çayır safranı, Balıkesir’in özellikle nemli, serin ve çayırlık bölgelerinde doğal olarak görülebiliyor.
Kazdağları’nın Edremit yamaçları başta olmak üzere, Altınoluk, Zeytinli, Hasanboğuldu, Kızılkeçili, Pınarbaşı gibi doğa yürüyüşü yapılan alanlarda bu bitkiyle karşılaşmak mümkün.
Bunun yanı sıra, Manyas Gölü çevresi, Kuşcenneti Milli Parkı, Sındırgı’nın yayla bölgeleri, Dursunbey ve Bigadiç kırsalları, Karesi ve Pamukçu çevresindeki meralar da çayır safranının çıkabildiği alanlar arasında yer alıyor.
Bu bölgelerde bitki toplayanların veya doğa yürüyüşçülerinin özellikle dikkatli olması gerekiyor. Görünüşüyle çiğdem ya da yabani sarımsağı andırsa da, bu bitkinin içeriğindeki zehir, yalnızca bir lokmada ölümcül etki yaratabiliyor.
Şefiye YILDIRIM