Manyas Kuşgölü, tamamı idari olarak Balıkesir ilinin Bandırma ilçesi sınırlarında yer alan tektonik göl. Göl, Marmara Denizi’nin güneyinde, Uludağ ile Biga Yarımadası arasında uzanan bir çöküntü alanında yer almaktadır. Bu çöküntünün tabanını Kuş ve Uluabat (Apolyont) Gölleri ve bu göllerin çevresinde yer alan geniş ovalar, kenarlarını ise yüksek dağ ve yaylalar oluşturmaktadır. Doğu batı doğrultusunda uzanan gölün uzunluğu 20 km, genişliği ise 14 km’dir.
KUŞ GÖLÜ’NÜN OLUŞUMU
Neojen ve kuaternerde oluşan tektonik hareketliliğin sonucu Manyas Kuş gölü oluşmuştur. Manyas kuş gölü çöküntü hareketleri ile meydana gelmiştir. Akarsuların taşımış olduğu sular bu çöküntülere dökülmüştür. Bunun sonucunda ise Manyas gölü oluşmuştur. Gölün oluşumu hakkında değişik yorumlar yapılmıştır. A.PHILIPPSON ve E.LAHN Neojen’de Bursa Gönen depresyonu çöküntü alanında büyük bir tatlı su gölünün, Neojen sonu veya Kuaterner’de meydana gelen hareketler sonucunda ise, bu göl alanında 4 adet küçük küvetin oluştuğunu, diğer iki küvetin (Bursa ve Gönen) alüvyonlarla dolduğunu ve geriye Uluabat ve Kuş Gölleri’nin kaldığını bildirmektedirler. Emre Kazancı ve arkadaşları ise Pliyosen’de tektonizmaya bağlı olarak meydana gelen Bursa Gönen Çöküntü alanının başlangıçtan Kuaterner’in sonlarına kadar karasal halde iken, daha sonra yöredeki menderesli akarsularının taşıdıkları alüvyonlarla yataklarını tıkamaları sonucunda Uluabat ve Kuş Gölleri’nin oluştuğunu; her iki gölün de tipik birer alüvyon set gölü olduklarını öne sürmektedirler.
GENEL ÖZELLİKLERİ
Kuş gölü, ekolojik yönden eutrophic (bol gıdalı), limnolojik bakımdan ise Argilotrophic (killi) bir sulak alandır. Kolloidal kil ihtiva ettiği için suyu devamlı bulanıktır.Suları tatlı olan gölün en derin yeri 4 metre civarında olup, ortalama derinliği 1-2 metredir. Göl su seviyesi mevsimlere göre değişmektedir. İlkbahar da göl suları yükselerek kıyıları kaplamakta, yaz aylarında ise geri çekilmektedir. Manyas gölü 20 kilometre uzunluğunda ve 14 kilometre genişliğinde olan bir göldür. Yüzölçümü ise yaklaşık olarak 166 kilometredir.Yüzölçümü ise yaklaşık olarak 166 kilometredir.Göl, güneyden gelen Kocaçay ve kuzeyden gelen Sığırcı Dereleri, göl drenaj alanın yüzeysel akışı ve göl alanına düşen yağışlarla beslenmektedir. Kocaçay’dan göle ortalama 19,5 m³/sn su ulaşır. Göl yağış alanı 2.308 km²’dir. Boşalımı ise buharlaşma, sulama amacıyla çekilen sular ve güneydoğudan çıkan Karadere yoluyla göl ayağından Susurluk Çayı’na taşınan sularla gerçekleşmektedirGöl kıyıları yer yer sazlık kamışlık, yer yer çayırlıktır. Kocaçay ve Sığırcı Derelerinin göle karıştığı yerlerde söğüt toplulukları ile sazlıklar bulunmaktadır.
Bitki örtüsü
Gölün bitki örtüsü ve hayvan varlığı yönünden en zengin olduğu yer Sığırcı Deresinin oluşturduğu deltadır. Deltada birlerce kuşun gübresiyle zenginleşen topraklar, yazın suların çekilmesiyle gür ve yüksek otlarla kaplanarak sayısız küçük canlının üreyip gelişmesine olanak sağlamakta, ilkbaharda göl sularının tekrar yükselmesiyle birlikte bu canlılar göl suyuna karışmaktadır. Bu nedenle Kuş Cenneti kuşlar için olduğu kadar, balıkların beslenmeleri ve üremeleri için de ideal bir ortam oluşturmaktadır.
Manyas kuş gölünde yaygın olarak bilinen ismiyle Manyas Kuş Cenneti Türkiye’nin en önemli su kuşu üreme ve konaklama alanlarından biri olduğu görülmektedir. 2013 te gölün Flora ve Faunası hakkında araştırma yapan belgesel yönetmeni Tekin Gün göl ve çevresindeki doğal yaşamın yıl içinde yer değiştirdiğini,alanda önemli sayıda küçük karabatak, tepeli pelikan, gece balıkçılı, alaca balıkçıl ve kaşıkçı üremektedir. Yıl boyunca çok sayıda karabatak bulunurken, tepeli pelikan ve dikkuyruk kanatlıları kışın düzenli olarak görülmektedir. Göç sırasında geçen ak pelikanlar genellikle gölde konaklamaktadır. Milli Park’ta koloniler halinde üreyen türler arasında karabatak, küçük ak balıkçıl, gri balıkçıl ve çeltikçi sayılabilir.[4] Gölün diğer bölümlerinde üreyen kuşlar arasında sumru dikkat çeken kanatlılar arasındadır.Manyas kuş cenneti ekolojik dengeyi sağlayan tek hücreli canlılar ve böcek familyası bakımından zengin göl olarak da bilinmektedir.
1960’ların sonunda yapılan kış sayımlarında 60.000’e yakın su kuşu belirlenmiş olmasına karşın, güncel sayımlarda az sayıda su kuşu görülmüştür.
Gölün tümü biyolojik çeşitlilik açısından önemli olmasına karşın, Sığırcı, Kocasu ve Mürvetler sularının göle karıştığı noktalarda oluşan deltalar su kuşları habitatı olarak ayrı bir öneme sahiptir. Bu deltalardan Sığırcı Deltası, su basar söğütlük yapısı ve sahip olduğu ornitolojik önem nedeniyle 1959 yılında Kuş Cenneti Milli Parkı olarak ilan edilmiştir.
Kuşgölü ve Kuşcenneti Millî Parkının önemini duyurmak, çevre kirliliğine dikkati çekmek amacıyla her yıl Uluslararası Bandırma Kuşcenneti Kültür ve Turizm Festivali düzenlenmektedir. Gölün tarihi ve çevresi ile ilgili olarak Bandırma Belediyesi tarafından 2016’da Göçlerin Gölüadlı bir belgesel yaptırılmıştır. İsmail ASKER