Antik dönemlerden Osmanlı’ya kadar birçok uygarlığın izlerini taşıyan Güre, doğayla tarihin iç içe geçtiği nadir bölgelerden biri. Köy sokaklarında dolaşırken taş evlerin gölgesinde adeta geçmişe yürüyorsunuz. Havasıyla, suyuyla ve yeşiliyle bir “iyi hissetme” noktası olan köy, yılın her döneminde ziyaretçilerine huzur vadediyor.
Bir yorgunluk çayı Güre meydanında içilir!
Güre’ye gelenlerin ilk uğrak noktalarından biri, köy meydanında yer alan sade ama samimi çay bahçesi oluyor. Gölgeli ağaçların altında, Kaz Dağları’ndan esen serin meltem eşliğinde içilen bir bardak çay, tüm yol yorgunluğunu unutturuyor. Yerli halkla sohbet edip bölgeye dair hikâyeleri dinlemek de işin en keyifli kısmı.
Doğaya yakın, strese uzak
Kamp, trekking, doğa yürüyüşü gibi pek çok aktivite için ideal bir konumda bulunan Güre, hem günübirlik ziyaretçilerin hem de uzun soluklu tatilcilerin ilgisini çekiyor. Kaz Dağları Milli Parkı’na da oldukça yakın olması, Güre’yi doğa severler için vazgeçilmez bir durak haline getiriyor.
Şefiye YILDIRIM