Her gün kullandığımız takvim aylarının isimlerinin arkasında, antik mitolojilerden liderlerin onurlandırılmasına kadar uzanan ilginç hikâyeler yatıyor. İşte, Ocak’tan Aralık’a kadar ay isimlerinin kökenleri ve taşıdıkları anlamlar:
Ocak (January): Başlangıçların Tanrısı Janus
Yılın ilk ayı Ocak, Roma mitolojisindeki kapıların ve başlangıçların tanrısı Janus‘tan adını alır. Geçmişe ve geleceğe bakan iki yüzüyle Janus, yeni başlangıçları simgeler.
Şubat (February): Arınma Zamanı
Şubat ayı, eski Romalıların temizlik festivali olan Februa‘ya atıfta bulunur. Bu ay, arınma ve yenilenmenin bir sembolüdür.
Mart (March): Savaş Tanrısı Mars
Baharla birlikte hareketlenen doğa, antik Roma’da savaş hazırlıklarına işaret ederdi. Bu nedenle Mart ayı, savaş tanrısı Mars‘ın adıyla anılmıştır.
Nisan (April): Doğanın Uyanışı
Latince “açılmak” anlamına gelen “aperire” kelimesinden türetilen Nisan, baharın ve çiçeklerin açılmasını simgeler.
Mayıs (May): Büyümenin Tanrıçası Maia
Roma mitolojisindeki büyüme ve doğa tanrıçası Maia‘nın adı, doğanın canlandığı Mayıs ayına verilmiştir.
Haziran (June): Aile ve Evlilik Tanrıçası Juno
Evlilik ve aileyle özdeşleşen tanrıça Juno, Haziran ayına adını veren figürdür.
Temmuz (July) ve Ağustos (August): İmparatorlara Övgü
Roma liderleri Julius Caesar ve Augustus Caesar‘ın onurlandırılması için bu iki aya isimleri verilmiştir.
Eylül (September) – Aralık (December): Eski Roma Takviminin İzleri
Latince kökenli Septem (7), Octo (8), Novem (9) ve Decem (10) kelimeleri, Roma takvimindeki sıralamaları gösterir. Ayların isimleri, takvim reformlarına rağmen bu orijinal sıralarını korumuştur.
Türkçe Ay İsimleri de Tarihten İzler Taşıyor
Türkçe ay isimleri, Osmanlı döneminden itibaren Batı takvimlerinden etkilenmiştir. Ancak eski dönemlerde kullanılan “Mart-ı Hafif” ve “Abrıl” gibi isimler, kültürümüzdeki farklı adlandırma geleneğinin bir parçasıdır.
Ayların isimleri, tarihin ve mitolojinin günlük hayatımıza nasıl dokunduğunu gösteren eşsiz birer hikâye sunuyor. Hangi aya bakarsak bakalım, geçmişten günümüze uzanan bir kültürel mirasla karşılaşıyoruz.
Şefiye YILDIRIM