Halk arasında “deli otu” olarak bilinen Hyoscyamus niger, doğada masum bir yabani bitki gibi görünse de içerdiği zehirli maddelerle ciddi bir sağlık tehdidi oluşturuyor. Tarla kenarlarında ve boş arazilerde kendiliğinden yetişen bu bitki, tarihi boyunca hem tedavi hem de büyü amaçlı kullanılsa da, günümüzde daha çok zehir etkileriyle gündeme geliyor.
Sessizce Etki Ediyor: Tropan Alkaloidleri
Deli otunun yaprak, çiçek ve tohumlarında yüksek oranda bulunan tropan alkaloidleri (skopolamin ve hyosiyamin), insan sinir sistemi üzerinde güçlü etkilere sahiptir. Bu maddeler özellikle merkezi sinir sistemini hedef alır. Az miktarda alındığında bile;
- Halüsinasyonlar,
- Düşünce bozuklukları,
- Aşırı ajitasyon veya uyuşukluk,
- Bayılma ve bilinç kaybı
gibi belirtilerle kendini gösterir.
Yüksek dozda ise kalp ritmini bozar, solunumu yavaşlatır ve ölümle sonuçlanan vakalar ortaya çıkabilir.
Nerelerde Yetişir?
Türkiye’nin hemen her bölgesinde görülebilen deli otu;
- Tarla kenarlarında,
- Boş arazilerde,
- Yol kıyılarında,
- Taşlık ve otluk alanlarda
yaygın olarak yetişir. Yaprakları tüylü, çiçekleri ise genellikle sarımsı ve mor damarlıdır. Görüntüsü dikkat çekici olsa da dokunmak dahi risklidir.
Karanlık Bir Geçmiş
Deli otu tarih boyunca yalnızca tıbbi değil, aynı zamanda mistik ve karanlık amaçlarla da kullanılmıştır. Ortaçağ Avrupa’sında cadıların hazırladığı “uçuş merhemlerinin” başlıca bileşeni olduğu düşünülür. Anadolu’da da eski halk inanışlarında cin çıkarma, büyü bozma gibi uygulamalarda adı geçer. Ancak bu tür kullanımlar genellikle ciddi zehirlenmelere neden olmuştur.
Tıbbi Faydası Var mı?
Deli otu, geçmişte çok düşük dozlarda spazm çözücü ve ağrı kesici olarak kullanılmıştır. Ancak günümüzde modern tıpta yerini güvenli ilaçlara bırakmıştır. Doğal haliyle tüketilmesi veya çay gibi kullanımı hayati tehlike taşır. Uzmanlar bu bitkinin hiçbir şekilde halk arasında kullanılmaması gerektiğini vurguluyor.
Balıkesir’de Deli Otu Nerelerde Görülüyor?
Balıkesir genelinde deli otu;
- Tarla ve bağ kenarlarında,
- Boş arazilerde,
- Yol ve orman yolları kıyılarında,
- Terk edilmiş köy bahçelerinde,
- Taşlık, güneşli yamaçlarda
kendiliğinden yetişmektedir.
Özellikle daha sık görüldüğü ilçeler:
- Savaştepe, Sındırgı ve Dursunbey gibi kırsal alanı yoğun olan ilçelerde
- Bigadiç ve Kepsut’ta tarımsal üretimin yapıldığı bölgelerin kenarlarında
- İvrindi ve Balya civarındaki otlak ve boş arazilerde
- Burhaniye, Edremit, Havran gibi Ege kıyısındaki alanlarda ise dağlık bölgelerde yer yer rastlanabilir
Dikkat Edilmesi Gerekenler:
- Bu bitkiyi özellikle ilkbahar ve yaz aylarında, çiçeklenme döneminde tanımak daha kolaydır.
- Tüylerle kaplı yaprakları ve mor damarlı sarı çiçekleri ile dikkat çeker.
- Görüldüğü yerlerde temastan kaçınılmalı, özellikle çocukların ve hayvanların uzak tutulması sağlanmalıdır.
Şefiye YILDIRIM