“Yetersizlik Hissi Sosyal Medya ile Artıyor”
Sosyal medya platformlarının giderek yaygınlaşmasıyla, bireylerin kendilerini sürekli başkalarıyla kıyaslaması yetersizlik hissini artırıyor. Psikolog Melike Urcan, sosyal medyada paylaşılan “kusursuz” hayatların bireylerin kendi yaşamlarını eksik olarak değerlendirmelerine neden olabileceğini belirterek, “Bu durum, öz güven kaybına ve sosyal kaygılara yol açabilir. Ancak doğru yaklaşımlar ve profesyonel destekle bu hissin üstesinden gelinebilir,” ifadelerini kullandı.
Yetersizlik Hissi Nedir?
Urcan, yetersizlik hissinin bireyin kendini statü, bilgi, beceri gibi alanlarda eksik hissetmesiyle ortaya çıktığını belirtiyor. Bu duygu; sosyal ilişkilerde güvensizlik, reddedilme korkusu ve hatta utanç duygusu gibi etkilerle kendini gösterebiliyor.
“Çocuklukta Başlar, Yetişkinlikte Devam Eder”
Yetersizlik hissinin kökeninin genellikle çocuklukta atıldığını vurgulayan Urcan, “Çocukluk döneminde karşılanmayan duygusal ihtiyaçlar, sürekli eleştirilmek ya da yüksek beklentilere maruz kalmak bu duygunun temel nedenleri arasında yer alır,” dedi.
Bu Hissin Etkileri Nelerdir?
Yetersizlik hissinin etkileri kişiden kişiye değişse de genellikle şu sonuçlar gözlemlenir:
Öz güven kaybı.
Sosyal ilişkilerde kaygı ve güvensizlik.
Karar verme güçlüğü.
Sorumluluklardan kaçınma.
Nasıl Baş Edilir?
Psikolog Melike Urcan, yetersizlik hissiyle baş etmek için şu önerilerde bulunuyor:
Kendine karşı şefkatli ol. Hataların öğrenme sürecinin bir parçası olduğunu kabul et.
Gerçekçi hedefler belirleyerek kendi gelişimine odaklan.
Sosyal medyada gördüklerinin, başkalarının yalnızca “seçilmiş” anlarından ibaret olduğunu unutma.
Uzman Desteği Almak Önemli
Urcan, yetersizlik hissinin sosyal ve iş hayatını olumsuz etkilediği durumlarda, bir uzmana başvurmanın önemine dikkat çekiyor. “Psikoterapi süreci, bireyin kendi değerini fark etmesine ve olumsuz düşünce kalıplarını değiştirmesine yardımcı olabilir,” diyen Urcan, bu adımın duygusal ve düşünsel değişimler için kritik olduğunu vurguluyor.
Olumsuz İnançlar Değişebilir
Urcan, “Kendimizle ilgili olumsuz inançların değişmez gerçekler olmadığını fark etmek, çözüme yönelik ilk adımdır. Bu inançlar sorgulanabilir ve işlevsiz oldukları fark edildiğinde, hayatımızda olumlu değişimler başlar,” diyerek bireylerin bu süreci yönetebileceğini belirtti. İHA