Kara para aklama suçlamasıyla tutuklanan ve 40 yıla kadar hapis cezasıyla yargılanan Dilan Polat ve eşi Engin Polat’ın da aralarında bulunduğu davada tahliye kararları, sosyal medyada büyük tepkiyle karşılandı. Lüks yaşantıları ve sosyal medya paylaşımlarıyla tanınan çiftin tahliye edilmesi, kamuoyunda adalet sistemine yönelik eleştirilerin artmasına neden oldu. Sosyal medya kullanıcıları, “Adalet sadece zenginler için mi var?” sorusunu gündeme getirirken, birçok tanınmış isim de karara tepki gösterdi.
Polat çifti ve diğer sanıkların sadece 10 ay tutuklu kaldıktan sonra serbest bırakılmaları, adaletin işleyişine dair soru işaretleri oluşturdu. Tahliye kararının hemen ardından, sosyal medyada Dilan Polat’ın yaptığı sevinç paylaşımları ve takipçi sayısının bir saat içinde 150 binden fazla artması dikkat çekti. Kararın ardından, birçok kişi adaletin işleyişini sorgulayan paylaşımlarda bulundu.
Adalet Sistemine Tepkiler
Kararın ardından sosyal medyada birçok tanınmış isim, adalet sistemini eleştiren paylaşımlar yaptı. Mustafa Sarıgül, adaletin kimin için çalıştığını sorgulayarak, “Adalet haklılardan yana mı, güçlülerden yana mı? Adalet sadece zenginler için mi var?” sözleriyle tepki gösterdi. İbrahim Haskoloğlu, “Türkiye’deki hukuk sistemi, namuslu adamı namussuz yapar” diyerek adaletin işleyişine olan güven eksikliğini dile getirdi.
Gazeteci Alican Uludağ, savcının değiştirildiğini ve davanın yönünün kasıtlı olarak değiştirildiğini öne sürerek, “Polat çiftini apar topar tahliye ettiler. Mesele, yasadışı bahis vurgununa gidiyordu, önü kesildi” dedi. Murat Ağırel ise, tahliye kararının adalete olan güveni zedelediğini belirterek, “Kaldıkları yerden aynı rezilliklerine, utanmazlıklarına devam ediyorlar” sözleriyle eleştirilerini dile getirdi.
Ağırel, Polat çiftiyle ilgili MASAK raporlarında ciddi bulgular olduğunu, 500 milyon TL sahte fatura, 170 milyon TL aile şirketleri arasında sahte fatura ve 500 milyon TL kayıt dışı para tespit edildiğini, ancak bu bulgulara rağmen tahliye edilmesinin şaşırtıcı olduğunu ifade etti. Ağırel, “Stoklarda fazla mal var, olmayan ürünler satılmış ama raporu hazırlayanlar problem görmemiş! Yani böylesi bir resmi rapor dahi hırsızlık var ama yasal hırsızlık dedi!” diyerek tahliyeye sert tepki gösterdi.
Adaletin İrdelenmesi
Engin Polat ve diğer üç sanığın tahliye edilmesiyle birlikte, dava dosyası üzerindeki tartışmalar da alevlendi. Cemal Enginyurt, Türkiye tarihinin en büyük bahis çetesi olarak nitelendirilen davada, ilk mahkemede tahliye kararının verilmesini eleştirerek, “Adaletiniz batsın, yazıklar olsun” dedi. Enginyurt, “Türkiye tarihinin en büyük bahis çetesi, dolandırıcılık diyerek 40 yıl ceza iste. İlk mahkemede tahliye ediver, elemanlar çılgınca sevinsin. Can Atalay tutuklu. Murat Ağırel, ölümle tehdit edilsin. Olmayan Adalet seyretsin” ifadelerini kullanarak, adaletin sadece belirli kesimlere işlediğini ima etti.
Fatih Altaylı da adalet sistemine yönelik eleştirisini, “Sürekli Adalet Sarayı yapıyorlar. Zannedersin Adaletin Kralı bizde. Sarayı var ama kralı yok” sözleriyle dile getirdi. Altaylı, adalet sisteminin lüks binalar yapmaktan öteye gidemediğini, asıl işlevi olan adaleti sağlamaktan uzak kaldığını belirtti.
Sosyal Medyada Büyüyen Tepki
Engin Polat ve diğer sanıkların tahliye edilmesi, sosyal medyada adalet sistemine karşı büyüyen bir tepkilere neden oldu. Vatandaşlar, adaletin zenginler için mi çalıştığı sorusunu sıkça gündeme getirirken, birçok kişi adalet sisteminin tarafsızlığını sorguladı. Davanın ardından yapılan tahliyeler, toplumun geniş kesimlerinde adaletin işleyişine olan güveni sarstı. Özellikle lüks yaşantılarıyla tanınan Polat çiftinin kısa süreli tutukluluklarının ardından serbest kalmaları, adaletin sadece belirli kesimler için çalıştığı algısını güçlendirdi.
Dilan Polat ve Engin Polat’ın serbest bırakılmaları, adalet sisteminin yeniden sorgulanmasına neden oldu. Polat çifti, lüks yaşamlarını ve davadaki tahliye süreçlerini sosyal medyada paylaşımlar yaparak takipçileriyle paylaştı. Ancak bu durum, adaletin işleyişine olan güvenin yeniden tartışılmasına yol açtı. Polat çiftinin tahliye edilmesi, sosyal medyada büyük yankı uyandırırken, adalet sisteminin tarafsızlığı ve güvenilirliği konusundaki eleştiriler de artmaya devam ediyor.
Toplumun geniş kesimleri, adaletin sadece belirli kesimler için değil, herkes için eşit şekilde işlemesi gerektiğini savunuyor. Ancak Polat davasında yaşanan gelişmeler, adaletin tarafsızlığına olan inancı ciddi şekilde zedelemiş görünüyor. Tahliyelerin ardından yapılan eleştiriler ve sosyal medya tepkileri, adalet sistemine yönelik uzun süredir var olan endişelerin su yüzüne çıkmasına neden oldu. Bu gelişmeler, adaletin toplumun her kesiminde eşit şekilde işlemesi gerektiğine dair beklentileri artırdı ve adaletin yeniden sağlanması için çağrıları güçlendirdi. Ömer Faruk ALA
Kaynak: Mynet