Özcan, şiddet ortamında büyüyen çocukların, olaylara tanıklık etmesinin ruhsal ve zihinsel gelişimlerini olumsuz yönde etkilediğini ve bu çocukların ilerleyen yaşlarda kendi sorunlarını çözmede şiddeti bir yöntem olarak benimseyebileceklerini belirtiyor. Bu durumun, şiddet döngüsünün devam etmesine ve nesiller arası travmanın kalıcı hale gelmesine neden olduğunu ifade ediyor.
“Şiddet, Çocuğun Psikolojik Sağlığını Doğrudan Tehdit Ediyor”
Kadına yönelik şiddetin, aslında dolaylı olarak çocuğa yönelik şiddetin de bir parçası olduğunu vurgulayan Özcan, “Şiddete tanık olan çocuklar; uyku düzensizlikleri, öfke patlamaları, korku, kafa karışıklığı ve depresyon gibi belirtiler sergileyebilirler. Bu çocuklar, ileride kendi ilişkilerinde şiddeti çözüm yöntemi olarak görebilirler. Şiddetin yarattığı olumsuz etkiler, çocukların gelecekteki sosyal ilişkilerini de derinden etkileyebilir” dedi.
Travma Sonrası Stres Bozukluğu ve Depresyon Riski Artıyor
Kadına yönelik şiddet, yalnızca fiziksel bir zarar vermekle kalmıyor; ruhsal anlamda da derin yaralar açıyor. Travma sonrası stres bozukluğu, depresyon, kaygı bozuklukları ve alkol-madde kullanım bozukluğu, şiddet gören kadınların yaşantısına dahil olabilen ruhsal sorunlar arasında yer alıyor. Korkutucu ve sarsıcı bir olayın ardından kişi kolayca irkilebilir, ani öfke patlamaları yaşayabilir ve uyumakta zorlanabilir. Hatta bazı vakalarda, kişiler olay ile ilgili ya da olaydan bağımsız anıları hatırlamakta zorlanabilirler. Özcan, bu tür psikolojik semptomların uzun vadede kişilerin yaşam kalitesini ve toplumla olan bağlarını zedeleyebileceğini belirterek, şiddet mağdurlarının mutlaka profesyonel destek alması gerektiğini ifade ediyor.
Toplumsal Bilinç ve Eğitim Önemli
Uzmanlar, şiddetin ve sonuçlarının azaltılması için toplumsal bilincin artırılmasının ve eğitim çalışmalarının yaygınlaştırılmasının önemine dikkat çekiyor. Bu tür eğitimlerin, hem şiddete maruz kalan kadınlar hem de şiddete tanık olan çocuklar için destekleyici olacağı belirtiliyor. Aynı zamanda, şiddetin kökünden çözülebilmesi için toplumun her kesiminin şiddete karşı ses çıkarması gerektiği vurgulanıyor.
İHA