Güllübahçe, yalnızca doğal güzelliğiyle değil, Priene ve Milet Antik Kentleri’ne yakınlığıyla da öne çıkıyor. Söke ilçe merkezine kısa bir mesafede yer alan bu köy, tarihî keşif rotalarının vazgeçilmez duraklarından biri haline gelmiş durumda. Ziyaretçiler, antik taş yolların arasında yürürken hem tarihle buluşuyor hem de Ege’nin huzurlu atmosferini doyasıya soluyor.

Bir Zamanlar Gelebeç’ti
Bugünkü Güllübahçe, mübadele öncesinde Rum halkının yaşadığı Gelebeç adıyla biliniyordu. O dönemden kalan taş evler, zarif kemerli kapılar ve ahşap pencereler, köyün dokusuna nostaljik bir hava katıyor. Rumların ayrılışından sonra uzun yıllar sessiz kalan köy, bugün yeniden keşfedilmeyi bekleyen bir tarih hazinesi olarak parlıyor.
Aziz Nikolaos Kilisesi: Zamana Direnen Bir Miras
Köyün simgesi haline gelen yapılardan biri, 1821 yılında inşa edilen Aziz Nikolaos (Noel Baba) Kilisesi. Bu kilise, Anadolu’da Noel Baba adına yapılmış ikinci ibadethane olma özelliğini taşıyor. Ancak yapı, yılların yorgunluğunu taş duvarlarında hissettiriyor.
Bugün bakımsızlık nedeniyle yıkılma tehlikesiyle karşı karşıya olan kilisenin korunması için çeşitli sivil toplum kuruluşları ve yerel yönetimler çalışmalar yürütüyor. Bu girişimler, sadece bir yapıyı değil, aynı zamanda bu topraklarda yaşamış kültürlerin hatırasını da yaşatmayı hedefliyor.

Ege Mutfağının Sade Zarafeti
Güllübahçe, yalnızca tarih meraklılarını değil, Ege lezzetlerinin peşinde olanları da kendine çekiyor. Köydeki küçük restoranlar, taze zeytinyağlı yemekler, otlu mezeler ve denizden yeni çıkmış balıklarla yöresel mutfağın en özgün örneklerini sunuyor.
Burada yemek yemek, sadece bir lezzet deneyimi değil; zeytin ağaçlarının gölgesinde, kuş sesleri arasında geçirilen huzurlu bir anıya dönüşüyor. Ege’nin sade ama derin mutfak kültürünü yaşamak isteyenler için Güllübahçe gerçek bir durak.

Fotoğraf Tutkunları İçin Açık Hava Platosu
Taş sokakları, ahşap panjurlu evleri ve doğayla iç içe manzarasıyla Güllübahçe, fotoğraf tutkunları için eşsiz kareler sunuyor. Özellikle gün batımında köyün taş duvarlarına vuran turuncu ışık, ziyaretçilere masalsı bir atmosfer yaşatıyor.
Köydeki her köşe, geçmişin hikayesini anlatan bir tablo gibi… Bu yönüyle Güllübahçe, hem tarih hem de sanatla iç içe bir keşif noktası olarak öne çıkıyor.

Ege’nin Huzurlu Rotası
Priene’den Milet’e uzanan antik yolun üzerinde yer alan Güllübahçe, şehir hayatının gürültüsünden kaçmak isteyenler için ideal bir rota. Sessizliği, doğallığı ve samimi insanlarıyla köy, ziyaretçilerine sadece bir gezi değil; zamanı yavaşlatan bir deneyim sunuyor.
Aydın’a yolunuz düşerse, tabelalarda adını göremeseniz bile kalbiniz sizi bu köye götürecektir. Çünkü Güllübahçe, yalnızca bir yer değil; Ege’nin kalbinde yaşayan bir hatıra.

TARİH VE HUZURUN KESİŞTİĞİ YER
Güllübahçe, geçmişle bugünü birleştiren, zamana meydan okuyan bir güzellik. Ege’nin sıcak rüzgarlarını, taş sokakların serinliğini ve tarih kokan duvarların sessizliğini hissetmek isteyen herkes için unutulmaz bir durak.
Ne Şirince ne Birgi… Tabelalarda adı yok ama kalplerde izi var!
Ömer Faruk KARATOSUN

