Sındırgı’da meydana gelen son depremler, bölgede sismik hareketliliğin arttığını ortaya koydu. Sözcü Televizyonu’nda konuşan Prof. Dr. Şener Üşümezsoy, yaşanan sarsıntıların artçı değil, yeni bir depremin öncüleri olduğunu belirtti. Üşümezsoy, Balıkesir’in güneyinde yer alan fay hattında iki ayrı primer depremin meydana geldiğini ifade ederek, bu durumu “ikiz deprem” olarak tanımladı.
“İki Primer Deprem Meydana Geldi”
Üşümezsoy açıklamasında, Sındırgı’nın altından güneye doğru uzanan fay hattında iki ana kırılma tespit edildiğini söyledi. “Bu depremler birbirini tetikleyen iki ayrı primer depremdir. Aynı büyüklükte, birbirine yakın zamanlı iki sarsıntı yaşanmıştır,” diyen Üşümezsoy, bu iki kırılmanın enerjiyi bölerek daha büyük bir yıkımın önüne geçtiğini ifade etti. Profesör, “Eğer bu iki fay 30 kilometre boyunca tek parça halinde kırılmış olsaydı, 6,5 ila 6,6 büyüklüğünde bir deprem meydana gelebilirdi. Ancak iki segmentte gerçekleşen kırılmalar nedeniyle enerji 15-20 kat daha düşük şekilde açığa çıktı,” açıklamasında bulundu.

“Artçılar Yeni Bir Depremin Habercisi”
Üşümezsoy, Sındırgı’nın güneyine doğru devam eden küçük sarsıntıların artçı değil, yeni bir depremin öncüleri olduğunu belirtti. “Bu küçük sarsıntılar yeni bir depremin hazırlayıcılarıdır. Sındırgı Dağı’nın altına doğru 30 derecelik açıyla uzanan fay hattı, şehrin altına kadar ilerliyor. Bu hattın derinlerinde enerji birikimi devam ediyor,” ifadelerini kullandı. Sındırgı ve çevresindeki fay hatlarının aktif olduğuna dikkat çeken Üşümezsoy, “Sürekli olarak güneye doğru inen bu küçük depremler, bölgede yeni bir kırılmanın geliştiğini gösteriyor,” dedi.
“Simav Ve Demirci Hattı Da İzlenmeli”
Üşümezsoy, bölgedeki sismik hareketliliğin yalnızca Sındırgı ile sınırlı olmadığını belirtti. Simav ve Demirci hattında da benzer hareketlenmeler olduğunu aktaran Üşümezsoy, “Simav Dağı’nın kuzeyinde de fay hatları bulunuyor. Ancak bu faylar Sındırgı fay hattıyla doğrudan bağlantılı değil. Bağlantılı olsaydı, çok daha büyük bir depremden söz edebilirdik,” açıklamasını yaptı. Bölgedeki fayların birbirinden bağımsız çalıştığını belirten Üşümezsoy, Simav Dağı ile Emet Dağı arasında uzanan vadide küçük sarsıntıların izlendiğini, ancak bunların büyük bir depreme neden olmasının beklenmediğini ifade etti.

“İstanbul’daki Kumburgaz Fayıyla Benzerlik Gösteriyor”
Üşümezsoy, Sındırgı’daki ikiz deprem modelinin Marmara Denizi’ndeki fay yapısıyla benzerlik taşıdığını söyledi. “Kumburgaz açıklarında yer alan 30 kilometrelik fay hattı tek seferde kırılırsa 7,2 büyüklüğünde bir deprem üretebilir. Ancak fay ikiye bölünürse, 6,5 büyüklüğünde iki ayrı deprem meydana gelir ve şiddet azalır,” değerlendirmesinde bulundu.
“Yeni Faylarda Enerji Birikimi Sürüyor”
Prof. Dr. Üşümezsoy, Sındırgı’daki fayın güneyinde enerji birikiminin devam ettiğini belirtti. “Depremler bir zincir reaksiyon gibidir. Bir fay kırıldığında, yanındaki faylarda da gerilme artar. Bu nedenle yeni sarsıntılar yaşanabilir,” dedi. Üşümezsoy, “Sındırgı, Simav ve Demirci üçgeninde yer alan fay sistemleri aktif durumda. Şu anda büyük bir tehlike görünmüyor ancak öncü sarsıntılar dikkatle izlenmeli. Bölgedeki jeolojik hareketlilik halen devam ediyor,” sözleriyle konuşmasını tamamladı.

Sıla Solaklar VERİM

