Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Nuray Altay Püsküllüoğlu

“Ben Buradayım”

Varlığımı henüz tam keşf etmemişken aniden bir sesin yükselişi gibi kulağımda çınlıyor zaman …

 

Bazen gece sessizliğinde duyuyorum o soruyu: “Gerçekten var mıyım?”

Yorgun bir beden, dolup taşan bir zihin, suskun bir kalp… Hepsi yerli yerinde ama sanki biri eksik. Ya da fazlayım bir yerlerde.

Ne bileyim, insan kendi içinde kaybolunca, dışarıda hiçbir şey net görünmüyor.

 

Var olmak dediğimiz şey, sadece nefes almak mı?

Yoksa bir başkasının gözlerine temas edebilmek mi?

Bazen küçük bir elin bana sarılışında hissediyorum varlığımı.

Gözümün içine bakıp “anne” diyen minicik bir ses… İşte o an, hayat tüm gürültüsünü susturuyor. O an, sadece varım.

 

Ama işin tuhaf yanı şu: Onun varlığıyla ben büyürken, çoğu zaman kendime küçülerek yer açıyorum.

Kendi uykumu erteliyor, kendi acımı erteliyor, bazen kendi varlığımı bile erteleyerek onun dünyasını kuruyorum.

Birlikte beslediğimiz sokak kedilerini düşünüyorum mesela… O minik ses, her birine tek tek isim takarken, hayatın ne kadar basit ve güzel olabileceğini hatırlatıyor bana.

Ve sonra yine soruyorum: Peki ben neredeyim?

 

Bu sorunun cevabını ararken geçen zaman da aslında hayat değil mi?

 

Belki de var olmak, büyük cevaplar bulmak değil.

Belki sadece sabah gözlerini açıp pencereyi aralayabilmek.

Bir kahveyi kendi ellerinle hazırlayıp içine sevdiğin bir anıyı katabilmek.

Ve o kahveyi yudumlayamadan, minik bir “hadi dışarı çıkalım” sesiyle ceketini giyip, yine sokaklara karışabilmek.

İsminin anlamı “atalardan gelen” olan bir çocukla, yeniden kök salmak gibi belki de…

 

Ben artık öyle çok şey istemiyorum.

Biraz dinginlik, biraz dürüstlük, biraz da kendime yer açmak.

Çünkü bu dünya kalabalık ama ben bazen kendime bile yer bulamıyorum.

 

Yine de buradayım.

Eksik, yorgun, zaman zaman suskun…

Ama o küçük ellerin içinde kaybolmuş bir ben olarak, buradayım.

Ve belki de var oluş, tam olarak bu cümlede saklı:

“Ben buradayım. Hem kendim için, hem onun için.”

 

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER