Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Melih Kadir Efe

BAKTERİLER GELECEĞİMİZİ YAZABİLİR Mİ?

Bilimin sınırlarını zorlayan her adımda, insanlık biraz daha hayret ediyor evrene. Son haber Çin’in uzay istasyonu Tiangong’dan geldi: Bilinmeyen üç farklı bakteri türü keşfedildi. Evet, yanlış okumadınız. Gökyüzüne gönderdiğimiz o dev metal istasyon, dünyada eşi benzeri olmayan yeni yaşam formlarına ev sahipliği yapıyor olabilir.

İlk etapta kulağa bilim kurgu senaryosu gibi gelse de, bu buluş gerçekte bize çok şey söylüyor. Öncelikle şu soruyla başlayalım: Uzaya gönderdiğimiz bakteriler mi mutasyona uğradı, yoksa evrende bizim henüz tanımadığımız bir yaşam biçiminin ilk izleriyle mi karşı karşıyayız?

Çinli bilim insanlarının aktardığına göre bu bakteriler, yerden 400 kilometre yukarıda, mikro yerçekimi koşullarında, sınırlı kaynaklarla varlıklarını sürdürebiliyorlar. Bu, yalnızca mikrobiyoloji için değil; tıp, biyoteknoloji ve hatta felsefe için bile devrim niteliğinde bir gelişme.

Çünkü bu haber bize şunu hatırlatıyor: Yaşam, yalnızca bizim tanımladığımız biçimlerde ve koşullarda gelişmek zorunda değil. Belki de yaşamın en saf hali, adaptasyon yeteneğidir. Bakteriler milyarlarca yıldır var ve en ekstrem koşullarda bile hayatta kalmayı başarıyorlar. Uzayda bulunmaları şaşırtıcı mı? Belki. Ama asıl şaşırtıcı olan, bizlerin hâlâ bu küçük canlıların potansiyelini yeterince ciddiye almıyor oluşumuz.

Gelin, şu noktayı da unutmayalım: Uzayda keşfedilen her mikroorganizma, gelecekte Mars ya da Ay’da kuracağımız koloniler için birer anahtar olabilir. Bu bakteriler, oksijen üretiminden atık dönüşümüne, hatta ilaç üretimine kadar birçok alanda görev alabilir. Hatta daha ileri gidelim; bir gün bizi iyileştiren antibiyotik, belki de Tiangong’un duvarlarında gelişen bu mikroskobik canlılardan elde edilecek.

Ancak diğer yandan karanlık bir ihtimali de düşünmek zorundayız: Ya bu bakteriler dünyaya taşınır ve bağışıklık sistemimizin tanımadığı bir tehdide dönüşürse?

Bilim ilerlerken, etik ve güvenlik çizgilerini daima hatırlamalıyız.

Bugün uzayda keşfettiğimiz bir bakteri, yarın çocuklarımızın hayatını kurtaracak bir tedaviye dönüşebilir. Ya da… yanlış ellerde yeni bir biyolojik riskin tohumlarını atabilir. Seçim, insanlığın bilimi nasıl kullandığında saklı.

Ama ne olursa olsun, Tiangong’da keşfedilen bu görünmeyen yaşam formları bize şunu açıkça söylüyor: Dünya, yalnızca insanlar için yapılmış bir yer değil. Ve evren, bizden çok daha fazlasını barındırıyor.

 

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER