Doğanın Kalbinde Sessiz Bir Kaçış
Alacasu Koyu, karmaşık bitki örtüsü, zengin flora ve fauna yapısıyla doğa tutkunlarını kendine çekiyor. Kıyı boyunca uzanan sivri kayalıklar, binlerce yıldır dalgaların şekillendirdiği doğal heykeller gibi yükseliyor. Koyun çevresi sadece piknik ve deniz keyfi için değil, doğa fotoğrafçılığı ve sessiz yürüyüşler için de ideal bir ortam sunuyor.

Tarihle İç İçe Bir Deniz Kaçamağı
Koyun hemen yakınındaki tepelik alanda yer alan eski mezarlık ise ziyaretçilerin ilgisini çeken bir diğer unsur. Yerel halk tarafından “Cingi” olarak adlandırılan bu sert taş mezarlar, yüzyıllar önce bölgede yaşamış bir medeniyetin sessiz tanıkları. Unutulmuş ama hâlâ ayakta duran bu mezarlık, tarih meraklıları için keşfedilmeyi bekliyor.
Alacasu’nun doğal sahasında yaklaşık iki bin yıl öncesine ait yaşantı izlerine rastlamak mümkün. Koyun batı yönünde uzanan Phaselis Antik Kenti ile Alacasu arasında uzanan bölge, hem tarihi hem de doğal güzelliklerin eşsiz bir uyum içinde bulunduğu özel bir rotayı oluşturuyor.

Deniz, Orman ve Sessizlik Bir Arada
Koy, hem günübirlik piknikçiler hem de sakin bir deniz tatili arayanlar için ideal. Gölgelik alanlarda piknik yapılabiliyor, denizin hemen kıyısında sessizce vakit geçirilebiliyor. Sahildeki sivri kayalıklar, özellikle sabah saatlerinde gün doğumunu izlemek isteyenler için benzersiz bir manzara sunuyor. Ayrıca bölge, mağaraları ve doğal oluşumlarıyla keşfetmeyi sevenler için küçük sürprizler barındırıyor.
Unutulmaz Bir Antalya Rotası
Kalabalıktan uzak, doğayla baş başa, aynı zamanda tarihle iç içe bir kaçış rotası arayanlar için Alacasu Koyu eşsiz bir adres. Yerli ve yabancı turistlerin henüz tam keşfetmediği bu saklı cennet, ziyaretçilerine huzur, keşif ve hayranlık dolu bir deneyim vadediyor.

Sıla SOLAKLAR VERİM

