Bakan Tunç’un açıklamasına göre, ilk soruşturma Terör Suçları Soruşturma Bürosu tarafından yürütülüyor. Bu kapsamda, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı’nın da aralarında bulunduğu yedi kişi, terör örgütüne iştirak halinde yardım etme suçlamasıyla gözaltına alındı. İkinci soruşturma ise Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosu tarafından yürütülmekte; burada da yine aynı makamın temsilcisi olan başkan da dahil olmak üzere 100 şüpheli, rüşvet, irtikap, ihaleye fesat karıştırma, nitelikli dolandırıcılık ve kişisel verilerin hukuka aykırı ele geçirilmesi gibi suçlamalar yüzünden gözaltına alındı.
Bakan Tunç, soruşturmaların titizlikle ve büyük hassasiyetle yürütüldüğünü vurgularken, ilgili dosyaların MASAK raporları, vergi uzmanı incelemeleri, tanık beyanları ve çeşitli delillerle desteklendiğini belirtti. Açıklamasında, Türkiye Cumhuriyeti’nin hukuk devleti olduğu ve yargı yetkisinin bağımsız, tarafsız mahkemeler tarafından kullanıldığını ifade eden Tunç, “Anayasa’nın 9. maddesi gereği, kanunlar karşısında herkes eşittir; hiçbir kişiye veya gruba ayrıcalık tanınamaz” dedi.
Ayrıca, Tunç soruşturmanın gizlilik ilkesine de değinerek, “Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 157. maddesi uyarınca, soruşturma evresinin gizliliği adaletin sağlıklı işlemesi, masumiyet karinesi ve lekelenmeme hakkı açısından son derece önemlidir” açıklamasını yaptı. Bakan, kamuoyunu yanıltıcı bilgiler yaymanın ve sokak çağrılarıyla dezenformasyon oluşturmanın tehlikesine dikkat çekerek, “Suç iddiaları ve deliller, yargı makamlarının denetiminde değerlendirilecektir. Yargıya müdahale etmek asla kabul edilemez” ifadelerini kullandı.
Tunç, “Soruşturma dosyaları içerisinde yer alan tüm iddialar, deliller ve savunmalar neticesinde yargı, sürecin sonucunu ortaya koyacaktır. Hukuk devleti ilkesine ve masumiyet karinesine olan inancımız tamdır” diyerek, konuyla ilgili spekülasyonlardan kaçınılması gerektiğini belirtti.
HABER MERKEZİ