Evde bir çiçeğe gözünüz gibi bakmak, yalnızca sulamakla olmaz. O bitkinin neye ihtiyaç duyduğunu anlamak, adeta bir dil öğrenmek gibidir. Orkideler de bu dilin en narin konuşanlarından biri… Onu anlamak sabır ister, ama inanın değiyor. Çünkü orkide; güzelliğiyle yalnızca salonunuzu değil, ruhunuzu da aydınlatıyor.
Her Şey Işıkla Başlıyor
Orkideler doğrudan güneşi sevmez ama karanlıkta da solup gider. En ideal ortam: bol ama dolaylı ışık. Camın hemen kenarında, tül perdenin ardında duran bir orkide; hayata şiirle tutunan bir kadın gibidir. Ne çok sıcak, ne de soğuk ister. Tam kararında…
Sulamak mı Dediniz? Acele Etmeyin…
Orkideyi susuz bırakmak istemeyebilirsiniz ama fazla su onun sonunu getirebilir. Haftada bir kez, sabah saatlerinde yapılan ılık suyla bir duş, köklerine nefes aldırır. Saksının altında su birikmediğinden emin olun, çünkü kök çürürse orkide gider, yerine ne söz yeter.
Saksı Seçimi ve Toprak Önemlidir
Orkideye sıradan bir saksı yetmez. Şeffaf ve delikli saksılar, köklerinin ışık almasını sağlar. Ve toprak dediğiniz; aslında ağaç kabuğu karışımı gibi özel bir orkide karışımıdır. Çünkü orkide, toprağın içinde değil, ağacın gövdesinde yaşar doğada.
Çiçek Açmıyorsa Küsmeyin
Bazı dönemler olur, açmaz. Siz onunla konuşmaya, sevmeye devam edin. Belki bir gün sabah kahvenizi yudumlarken gözünüze ilişir; bir tomurcuk… İşte o zaman, sabrınızın neye dönüştüğünü göreceksiniz.
Sevgiyle Bakılan Her Orkide, Şarkı Söyler
Bitkilere su vermek, bir sorumluluk değil; bir bağ kurmaktır. Orkideye dokunurken, sesinizle değil, kalbinizle konuşun. Ne eksik ne fazla… Sadece doğru zamanda, doğru özenle.
Çünkü orkide, sabırla sevilen her şey gibi… Geç açar ama öyle güzel açar ki, baktıkça içiniz büyür.