Dünya olarak bir krizle karşı karşıyayız.

Her ülke kendince önlemler alıp bu krizden minimum zararla kurtulmaya çalışırken bazı ülkeler bu krizden oldukça ağır etkileniyor.

Ne yazık ki ülkemizin de bu süreci pek de rahat geçirdiğini söyleyemeyiz.

Tüm dünya faiz artışı yaparken biz düşürüyoruz pek çok ülke sıkı para politikasına geçiş yaparken bizse şimdilik  bu politikalara oldukça uzağız.

Neden bu kadar ağır darbeler alırken hala daha gelişmiş ülkeler ile benzer politikalara geçiş yapmıyoruz da onların tam zıttı yönde hareket ediyoruz?

Aslında pazı ekonomistler bunun doğruluğunu savunsa da bazılarıysa bunun kıyameti getireceğini söylüyor bu iki karşıt görüşe sahip olan en büyük ortak noktası seçimden sonra bizleri çok daha ağır bir sürecin beklemekte olduğu.

Bizler bu krize en kötü zamanı denk getirmiş olanlarız ne yazık ki.

Önümüzde bir seçim süreci var ve bu süreç harcamaları kısıtlamak yerine arttıran bir süreç, muhalefetin ve iktidarın seçim için yarıştığı bu dönemde bir taraf ben 3 vereceğim derken diğer taraf ben 4 vereceğim diyor. Partilerin sürekli birbiriyle yarıştığı bu dönemde ne yazık ki sıkı para politikasına geçmemiz tam olarak imkansız.

Basit bir şekilde örneklendirmek gerekirse şu süreçte oldukça popüler olan EYT konusundan bahsedelim evet EYT verilmesi gereken ve sosyal devlet anlayışı olarak oldukça bir iyi bir şey.

Hazineye yüklediği yüke bakacak olursak bu kriz sürecinde bu kırılgan dönemimizde bizleri oldukça yoracak ve yaralayacak bir olay sonuçta bu kadar insana emekli maaşı verecek yeni bir bütçe yaratmak çok da kolay değil ne yazık ki.

Yada kamu personellerine yapılacak maaş zammı veya kamu personeli alımı, evet hepimiz daha fazla maaş alıp daha iyi yaşamak isteriz . Hazine açısından bakacak olursak hazineye yüklenecek olan bu artışı hazinenin kaldırabilecek gücü var mı  ona bakmamız gerekir.

Bu enerji krizinde en çok yorulan kurumlardan ilki BOTAŞ. Bizler her ne kadar doğalgazdaki fiyat artışlarını eleştirsek de BOTAŞ bu enerji krizinde en çok yükü üstlenen kurum.

Sonuçta doğal gazı dışarıdan dövizle alıyoruz e dövizdeki artış ve doğalgazdaki artış maliyetleri arttırırken botaş bunu hala daha uygun fiyatla satmaya çalışarak her ay zarar açıklıyor.

Bu durum bizleri mevcut doğalgaz faturamızın belki dört, beş kat fazlasını ödememizi engellese de hazine tarafından karşılanan bu zarar hazineye yüklenen başka bir ağırlık.

Sonuçta kim kazanırsa kazansın tüm bunları finanse edecek bir bütçe yaratması gerekecek buda ancak yeni vergilerle veya daraltıcı para politikalarıyla, vergi oranlarının arttırılması gibi durumlarla mümkün. Tabi bu durumlar halk olarak bizler için çok da iyi şeyler değil şimdi ödediğimiz faturaların kat kat fazlasını ödemek daha fazla vergi vermek alım gücümüzün kısılması yeni yaratılacak bütçe için kaçınılmaz bir süreç.

Seçimden sonra bizleri bekleyen sürecin çok daha zorlu ve yorucu bir süreç olacağını bilmemiz gerek. Üzücü ama gerçek olan bu ne yazık ki.