En karanlık tarafımızı aydınlatan duyguyu birlikte tanımlayalım:
Öfke, kişinin kendi yaşamında saygı değer bir şekilde var olabilmesi ve onurlu bir şekilde yaşamını devam ettirebilmesi için gerekli bir alarm sistemidir.
Öfke, yaşamın doğal bir parçası ve bir insanın öfkelenme yeteneğine sahip olması çok önemlidir.
Fakat, bu öfkenin kişiye sahip olması ve kişiye damgasını vuran bir pozisyona geçmesi çok doğal değildir.
Öfke nedir ve genetik midir?
Esası itibariyle öfke bir duygudur ve bu duygunun temelinde bir algılama tarzı, bir beklenti ve bir etkileşim yapısı var ve bu genetik değildir.
Öfke neleri engeller?
Öfkeli insan yaratıcı olamaz, iyi bir düşünür olamaz ve iyi bir sanatçı olamaz.
Peki, şimdiden sonra öfkelenmiyecem demek ne kadar doğrudur?
Öfke, oluşumu itibariyle kişinin kendisinin var ettiği bir duygu değildir, doğaldır ve bu durumdan ötürü bunu engellemek veya yok etmek mümkün değildir.
Öfkenin çeşitleri var mıdır?
Bir çok çeşiti bulunmaktadır.
Örneklendirecek olur isek;
şikayet etmek,
hüzün,
keder,
umutsuzluk,
susma (donma) halinde bulunmak,
soğuk olma,
bıkkın ve küskün olma halini söyleyebiliriz.
Kaç temel boyutu vardır?
1. Ait olma, birey olma dengesi
2. Önemsenme, umursanma ihtiyacı
3. Kabul edilme, yargılanmama ihtiyacı
4. Değerli olma ihtiyacı
5. Yapabilme, güvenilme ihtiyacı
6. Sevilmeye layık olma ihtiyacı
Olgun bir insan olmak için ne şekilde davranmalıyız?
İlk adım: Duygularımızın farkında olmalıyız.
İkinci adım: Duyguların nereden kaynaklandığını anlamalı ve anlamlandırmalıyız.
Üçüncü adım: Şimdi ve burada, ortam içerisinde o duyguları ilişki içerisinde olduğumuz insanlar ve kendimiz için, toplumun geleceği için, aile, şirket, millet için en iyi şekilde yönetebilmeyi bilmeliyiz. Bir insan öfkesini anlayarak ancak gelişebilir. Öfke, bizim bir olaya nasıl anlam verdiğimiz ile ilgili, bizim mayamız ile ilgili, yaşamın farkına varmak, var oluşumuzun özüne gitmek için sürekli, her gün bize fırsat tanınıyor.
Farkındalık içinde bir yaşam geçirebilmeniz dileğiyle...
Yorum yapın