UTANGAÇLIK VE SOSYALLEŞME (HERKES NEDEN BANA BU KADAR YABANCI?)

Diyelim ki diğer insanların sizden hoşlanmayacağına ya da sizinle ilgilenmeyeceğine inanıyorsunuz.   Bu nasıl hissettirir?   Böyle düşünmek kendinizi kaygılı hissetmenize, içinize kapanmanıza ve kendinizi engellemenize neden olacaktır. Diğer insanların eleştirel ya da reddedici gibi görünmesi gücenmenize ve kendinizi aşağı görmenize de neden olabilir. Sonuç olarak, sosyal bir ortamda biriyle konuşurken kendinizi rahatsız hissedeceksiniz ve […]

RECEP AKAN - Marmara Bölge: Balıkesir Son Dakika Haberleri ile Hava Durumu

Diyelim ki diğer insanların sizden hoşlanmayacağına ya da sizinle ilgilenmeyeceğine inanıyorsunuz.

 

Bu nasıl hissettirir?

 

Böyle düşünmek kendinizi kaygılı hissetmenize, içinize kapanmanıza ve kendinizi engellemenize neden olacaktır. Diğer insanların eleştirel ya da reddedici gibi görünmesi gücenmenize ve kendinizi aşağı görmenize de neden olabilir. Sonuç olarak, sosyal bir ortamda biriyle konuşurken kendinizi rahatsız hissedeceksiniz ve devamlı duygularınızla davranışlarınızı izleyeceksiniz.

 

Belki de kendi iç sesiniz ile şöyle bir diyalog geçireceksiniz:

“Eminim çok gergin görünüyorum. Kesin ne kadar gergin ve kaygılı olduğumu görüyordur. Normal görünmeye çalışsam iyi olacak. Az önce aptalca bir şey mi söyledim? Hemen ilgi çekici bir şey söylemezsem karşımdaki sıkılacak ve yanımdan ayrılacak.

Ne söylesem ki?

İlginç hiçbir şey aklıma gelmiyor. Belki akvaryumumdan bahsedebilirim. Sanırım balıklardan hoşlanıp hoşlanmadığımı söyleyeceğim…”

 

Böyle bir iç diyalog dikkatinizi dağıtır ve karşınızdaki kişiyle canlı, doğal ve kendiliğinden bir etkileşime girmenizi engeller.

 

Kendiniz ve anksiyetenizle o kadar meşgul olursunuz ki diğer kişinin söylediklerini kavrayamaz ve ilginizi gösteremezsiniz.

Bu da garip, dalgın ve sıkıcı görünmenize neden olur.

 

Ayrıca konuştuğunuz insanla duygusal yönden temas halinde olamadığınız için gergin ve mutsuz görünebilirsiniz. Kısa bir süre sonra da diğer kişi kendisini rahatsız hisseder ve odanın öbür tarafındaki başka bir kişiyle konuşması gerektiğini söyler.

 

Tabii ki bu, başından beri olacağını düşündüğünüz ve kendi kendinize tekrarladığınız şeydir. En sonunda gerçekten sıkıcı bir insan olduğunuz ve diğerlerinin sizinle ilgilenmediği sonucuna varırsınız.

 

Tüm bu yaşananların sonucunda:

Kendinizi kurban gibi hissedersiniz ve bütün senaryonun (kendi çarpıtılmış düşünceleriniz) nedeniyle oluştuğunu fark etmezsiniz. Diğer kişiyi, kendinize korktuğunuz şekilde davranmaya zorlamış olursunuz.

 

Belki sizde diğer insanlar ile iletişim halinde olmak zorunda kaldığınızda içsel sıkıntı yaşıyor ve buna benzer bir senaryo yaşantılıyor olabilirsiniz.

Bu konuda kendinize yapabileceğiniz en büyük iyilik bunun farkına varmak, düşüncelerinizi keşfetmek, duygularınızı bir işaret sistemine benzetmek ve kendinizi kısıtlamak yerine daha aktif olmayı tercih etmek olacaktır.

 

Sosyal olmanın bilincinde bir yaşam dileklerimle…

Exit mobile version