Kadın olmak… Kimileri için narinlik, zarafet ve incelik anlamına gelirken, kimileri için mücadele, direnç ve hayatta kalma savaşını ifade ediyor. Türkiye’de kadın olmak, sadece kadın olabilmenin çok ötesinde, sayısız zorlukla mücadele etmeyi gerektiren bir durum haline gelmiş durumda.
Kadınlar Neden Güçlü Olmak Zorunda?
Kadınlara sürekli “güçlü ol” deniliyor. Ancak bu, bir tercih değil; zorunluluk. Çünkü kadınlar her gün sokakta, iş yerinde, evde, hatta en güvenli sandıkları alanlarda bile bir tehdit altında yaşıyor. Bir kadın sadece var olduğu için mücadele etmek zorunda bırakılıyor.
- Sokakta yürürken arkasını kollamak zorunda.
- Toplu taşımada taciz edilmemek için dikkatli olmak zorunda.
- Gece dışarı çıkarken iki kez düşünmek zorunda.
- Evinde bile şiddete uğrayabileceğini bilerek yaşamak zorunda.
Kadın olmak, sürekli savunmada kalmayı gerektiriyor. Özgürlüğünü doyasıya yaşamak yerine, kendini korumanın yollarını aramak zorunda bırakılmak demek.
Şiddet: Kadınların En Büyük Korkusu
Türkiye’de kadınların en büyük sorunu şiddet. Fiziksel, psikolojik, ekonomik ya da sözlü fark etmeksizin kadınlar her gün bir şekilde şiddete maruz kalıyor. Üstelik bu şiddet, en yakından, en güvendikleri insanlardan bile gelebiliyor. Eşinden, babasından, sevgilisinden, hatta akrabasından.
- 2024 yılı itibarıyla her gün en az bir kadın, erkek şiddeti nedeniyle hayatını kaybediyor.
- Binlerce kadın, koruma kararı olmasına rağmen öldürülmeye devam ediyor.
- Kadın cinayetleri “töre”, “kıskançlık”, “namus” gibi bahanelerle örtbas edilmeye çalışılıyor.
Kadın cinayetleri, yalnızca bir haber başlığı olarak görülmemeli. Her bir kayıp, bir annenin, bir kız kardeşin, bir çocuğun hayatından çalınan bir hikaye demek.
“Gidecek Bir Yeri Yoktu” Cümlesinin Ardındaki Gerçek
Kadınlar, şiddet gördüğünde sadece fiziksel acı çekmiyor. Gidecek bir yeri olmadığı için o şiddetin içinde yaşamaya devam etmek zorunda bırakılıyor.
- Ekonomik özgürlüğü yoksa, şiddet uygulayan kişiye mahkum ediliyor.
- Aile baskısı nedeniyle “yuvanı yıkma” sözleriyle susturuluyor.
- Yetkililer tarafından yeterince korunmadığında, korkarak yaşamak zorunda kalıyor.
Bu yüzden kadınlar, yaşadıkları acıyı sessizce içine atıyor. Bir gün kurtulabilecekleri umuduyla susuyorlar. Ama bazıları için o umut hiç gerçekleşmiyor.
Kadınlar Ne İstiyor?
Kadınlar, özel bir ayrıcalık istemiyor. Sadece eşit olmak istiyorlar. Güvende hissetmek, sokakta rahatça yürüyebilmek, kıyafetlerinden dolayı yargılanmamak, kendi hayatlarını özgürce yaşayabilmek istiyorlar.
- Kadınlar öldürülmek istemiyor.
- Kadınlar şiddete uğramak istemiyor.
- Kadınlar, sadece insan gibi yaşamak istiyor.
Bu çok mu zor?
Şiddetsiz Bir Gelecek Mümkün Mü?
Şiddetsiz bir dünya mümkün. Ancak bunun için yasal düzenlemelerden toplumsal bilince kadar birçok değişiklik gerekiyor.
- Kadınları koruyan yasalar daha güçlü hale getirilmelidir.
- Şiddet uygulayanlar en ağır cezayı almalıdır.
- Kadınların ekonomik özgürlüğü desteklenmeli, kendi ayakları üzerinde durmaları teşvik edilmelidir.
- Toplumda kadın-erkek eşitliği konusunda bilinç artırılmalı, eğitim sisteminde cinsiyet eşitliği vurgulanmalıdır.
Eğer bir gün kadınlar, “Artık korkmadan yaşıyoruz” diyebilirse, işte o zaman gerçek bir değişim başlamış olur.
Kadınlar artık susmuyor. Şiddete karşı, baskıya karşı, eşitsizliğe karşı mücadele etmeye devam ediyorlar. Ancak bu sadece kadınların mücadelesi olmamalı. Erkeklerin, devletin, toplumun da bu adaletsizliğe karşı durması gerekiyor.
Kadın olmak zor olmamalı. Kadınlar, hayatın her alanında güçlü olmak zorunda bırakılmamalı, özgürce yaşama hakkına sahip olmalıdır. Çünkü şiddet kader değildir, eşitlik bir ayrıcalık değildir.