Son yıllarda izlenen pragmatik ve çok taraflı dış politika, Türkiye’yi yalnızca bölgesel bir aktör olmaktan çıkararak küresel ölçekte söz sahibi bir konuma taşıdı. Özellikle Asya ile kurulan yeni işbirlikleri ve ekonomik yatırımlar, Ankara’nın manevra alanını genişletti. Bu durum Batı’da rahatsızlık yaratırken, Türkiye’nin vazgeçilmezliği de her geçen gün daha görünür hale geldi.
AB Sürecinin Tıkanması ve Yeni Arayışlar
Avrupa Birliği’ne üyelik sürecinin yıllardır bilinçli şekilde yavaşlatıldığı değerlendirilirken, Ankara’nın bu engellemeler karşısında alternatif yollar aradığı ifade ediliyor. Türkiye’nin küresel organizasyonlarda daha fazla yer alması ve BRICS gibi oluşumlarla temas kurması, bu yeni dış politika anlayışının doğal bir sonucu olarak görülüyor.

NATO İçinde Zor Ama Stratejik Müttefik
Türkiye’nin NATO üyeliği Batı ile askeri bağların en güçlü göstergesi olsa da, Avrupa ve ABD açısından Ankara çoğu zaman “zor bir müttefik” olarak tanımlanıyor. Buna rağmen uzmanlar, Türkiye’nin göz ardı edilemeyecek kadar kritik bir konuma sahip olduğunda birleşiyor. Aksi durumda Ankara’nın Rusya ve Çin ile daha yakın bir çizgiye kayacağı, bunun da Batı için stratejik bir kayıp anlamına geleceği belirtiliyor.
Jeopolitik Konumun Sağladığı Avantaj
Türkiye’nin Karadeniz, Akdeniz, Orta Doğu, Balkanlar ve Kafkasya’daki etkisi, sadece askeri değil enerji ve ticaret güvenliği açısından da büyük önem taşıyor. Göç yönetimi, enerji hatları ve ticaret koridorlarında kritik rol üstlenen Ankara, Batı’nın kriz anlarında görmezden gelemeyeceği bir ülke haline geliyor.

Ekonomide Yükselen Çekim Merkezi
Türkiye’nin küresel çekim gücü yalnızca jeopolitik konumuyla sınırlı değil. Son dönemde yapılan büyük ölçekli yatırımlar, Ankara’nın ekonomik cazibesini de artırıyor. Özellikle otomotiv, enerji ve lojistik alanlarındaki gelişmeler, Türkiye’nin hem Doğu hem de Batı için stratejik bir merkez olma yolunda hızla ilerlediğini gösteriyor.
Türkiye’siz Bir Dünya Düzeni Mümkün Değil
Uzmanların ortak görüşüne göre Batı ile Türkiye arasındaki ilişki “hassas bir denge” üzerine kurulu. Ankara zaman zaman rahatsızlık verse de, onsuz ne bölgesel ne de küresel güvenlik sağlanabiliyor. Bu nedenle Avrupa ve ABD, Türkiye’yi tamamen dışlamayı göze alamıyor. Gelinen noktada, Türkiye’siz bir dünya düzeni artık ihtimal dahilinde bile görülmüyor.
Haber Merkezi