Gökçeada’yı özel kılan en büyük faktörlerden biri, bakir kalmış doğası. Kaleköy, Gizli Liman, Yıldız Koy ve Laz Koyu gibi birbirinden güzel sahil noktaları, adeta birer kartpostalı andırıyor. Özellikle gün batımı saatlerinde bu koylardan izlenen manzara, gökyüzünün turuncudan mora uzanan eşsiz renk geçişleriyle izleyenleri büyülüyor.
Gökçeada’da Zaman Yavaş Akıyor
Adanın en bilinen özelliği olan “güneşin en yavaş battığı yer” unvanı, hem coğrafi konumu hem de atmosferiyle anlam kazanıyor. Burada günler daha uzun, zaman daha huzurlu ve hayat daha yavaş akıyor. Tatilciler için bu, stresten uzak, doğayla iç içe bir deneyim anlamına geliyor.
Tarihle Doğanın Kesişim Noktası
Gökçeada, yalnızca doğasıyla değil, tarihi dokusuyla da dikkat çekiyor. Rum köyleri, taş evler, eski kiliseler ve geleneksel yaşam biçimiyle adeta geçmişten bir kesit sunuyor. Zeytinliköy, Tepeköy ve Dereköy gibi köylerde, hem tarihî yapılar hem de yöresel lezzetlerle iç içe olabilirsiniz.
Organik Tatlar, Sakin Yaşam
Adada tarım ve hayvancılık geleneksel yöntemlerle sürdürülüyor. Organik zeytin yağı, keçi peyniri, ada balı ve doğal sebzelerle yapılan lezzetler, Gökçeada mutfağını eşsiz kılıyor. Şehir hayatından uzak, doğal beslenme ve temiz hava arayanlar için bu ada tam anlamıyla bir şifa noktası sunuyor.
Ulaşım ve Konaklama
Gökçeada’ya ulaşım Kabatepe Limanı’ndan feribot seferleriyle sağlanıyor. Adaya vardığınızda ise pansiyonlar, butik oteller ve taş ev konseptli konaklama seçenekleriyle huzurlu bir tatil deneyimi sizleri bekliyor.
Serpil ADAK