TÜRK OTONOM TEKNOLOJİLERİ GİRİŞİMİ İTALYA’DA  

Şirketin kurucu ortağı ve CEO’su Armağan Arslan, “Otonom araç kitimiz, bir binek aracı sürücüsüz kullanılabilir hale getirerek, hızlı ve uygun maliyetli bir şekilde otonom sürüş testlerine başlanabilmesini amaçlıyor. Bu kitin bir versiyonunu İtalya’ya göndermeye hazırlanıyoruz. Çalışma arkadaşlarımız ürünün kurulum ve entegrasyonunu sağlayıp, ilk testleri gerçekleştirecekler” dedi.   Otonom araç endüstrisi, Amerika ve Avrupa başta olmak üzere […]

TÜRK OTONOM TEKNOLOJİLERİ GİRİŞİMİ İTALYA’DA  

Şirketin kurucu ortağı ve CEO’su Armağan Arslan, “Otonom araç kitimiz, bir binek aracı sürücüsüz kullanılabilir hale getirerek, hızlı ve uygun maliyetli bir şekilde otonom sürüş testlerine başlanabilmesini amaçlıyor. Bu kitin bir versiyonunu İtalya’ya göndermeye hazırlanıyoruz. Çalışma arkadaşlarımız ürünün kurulum ve entegrasyonunu sağlayıp, ilk testleri gerçekleştirecekler” dedi.  

Otonom araç endüstrisi, Amerika ve Avrupa başta olmak üzere tüm dünyada hızla gelişiyor. Türkiye’de düzenlenen regülasyonlar ve bu alanda kullanılmak üzere sağlanan test alanları öncülüğünde otonom teknolojilerin gelişimi ivme kazanıyor. YTÜ Yıldız Teknopark şirketlerinden Leo Drive da bu alandaki otonom araç kiti ve robotaksi projeleri ile Türkiye’de başarılı çalışmalar gerçekleştiriyor. Firmanın otonom araç kiti çerçevesinde geliştirdiği ilk uluslararası iş birliği İtalya’daki bir üniversite ile yürütülecek. Ortak çalışmanın Leo Drive adına önemli bir adım olduğunu vurgulayan Armağan Arslan, “İtalya’da birlikte çalışmaya hazırlandığımız üniversite, yerel olarak bir araç temin ederek bizimle çalışabilir hale gelebilecek. Temin ettikleri araca kendi tasarladığımız ve ürettiğimiz otonom kitimizin ve bu kitle birlikte gerekli yazılımların entegrasyonunu sağlayacağız. Bu entegrasyon oldukça kısa sürecek, çünkü sunduğumuz otonom kitimiz her binek araca kolayca uyarlanabiliyor. Bu sayede de birçok projede hızlıca yol alabiliyoruz” şeklinde konuştu.

 “Herkesin erişebildiği açık kaynaklı teknolojiler geliştiriyoruz”

Otonom sürüş üzerinde çalışmaya başlamanın önündeki en önemli engelin çoğunlukla bu teknolojilerin kapalı kaynaklı yazılımlar üzerine inşa edilmesi olduğunu söyleyen Arslan, “Bizim sektörde kapattığımız en büyük açık, sürücüsüz araçları ulaşılabilir ve ortak geliştirilebilir hale getirmemiz. Bu noktada aldığımız aksiyon ise çalışmalarımızı açık kaynaklı gerçekleştiriyor olmamız. Dünyanın önde gelen açık kaynaklı otonom sürüş yazılımı projesi Autoware’i kullanıyoruz. Autoware projesini barındıran ve geliştiren Autoware Foundation uluslararası bir ekosistem. Burada sürücüsüz araç yazılımı geliştiriyoruz ve yaptığımız testlerin sonuçlarını ve adım adım sürücüsüz araç geliştirme süreçlerini sürekli tüm dünya ile paylaşıyoruz. Amacımız, sürücüsüz araç teknolojisinin kapalı bir halde kalmaması ve herkesin bu alandaki çalışmalara katkıda bulunarak ortak geliştirme yapabilmesi. Bu yaklaşımla, teknolojinin daha geniş kitleler tarafından geliştirilmesini ve yenilikçi fikirlerle zenginleştirilmesini teşvik ediyoruz” dedi.

Armağan Arslan, rakiplerinden farklı olarak izledikleri bu prensibin sektör için önemini ise şöyle dile getirdi: “Açık kaynak çalışma ekosisteminde her zaman emek üstün bir hiyerarşi var. Eğer en çok emeği siz veriyorsanız sizin geliştirme yöntemlerinize uygun ve sizin kullanabileceğiniz bir ürün ortaya çıkabiliyor. Gösterdiğiniz çaba ve verdiğiniz emek ile doğru orantılı olarak iş birliği fırsatları doğuyor ve bu iş birlikleri ile büyümeye devam ediyorsunuz” 

Robotaksi Yıldız Teknopark’ta

Binek araca gerekli yazılım ve donanımları entegre ederek robotaksi haline getirdikleri Leo Drive’a ait projeleri ile ilgili Arslan, TÜBİTAK desteği aldıklarını ve bu binek sürücüsüz aracın alanındaki ilk denemeleri olduğunu söyledi. Armağan Arslan, robotaksi projeleri için gerekli test sahasının eksikliğinin altını çizdi. Bu alandaki regülasyonlarının daha esnek olması gerektiğini, bu sayede otonom araçların gelişmesi için gerekli test ve validasyonların sağlanabileceğini vurguladı. Araçların sürekli olarak gerçek dünya koşullarında test edilmesinin önemine değinen Arslan, YTÜ Yıldız Teknopark kampüsünde testleri gerçekleştirdiklerini belirterek şöyle devam etti: “Şu anda Teknopark’ta testlerini tamamladıktan sonra otonom araç kitimizi diğer müşterilere de sunmayı planlıyoruz. Bir versiyonunu şu anda bahsettiğimiz gibi İtalya’ya göndereceğiz. Daha önce yarış pistlerinde testler yaptık. Ama bunun artık şehir içine uygulanması ve şehir içinde testlerin yapılması gerekiyor. Hedefimiz, 2024’ün sonu itibarıyla Yıldız Teknik Üniversitesi’nden İstanbul Havalimanı’na araçlarımızla gidip gelebilmek. Bu havalimanı taksi projemizi başarıya ulaştırabilirsek ilk şehir içi demomuzu bu şekilde planlamak ve tamamlamak istiyoruz.”

Uluslararası çalışmalar

Yazılım ihracatları konusunda önemli atımlar yaptıklarını da ifade eden Arslan, şunları söyledi: “Geliştirme tarafında yazılım hizmet ihracatı yapmaya devam ediyoruz. İhracat yaptığımız ülkeler içinde aktif olarak Japonya var. Daha önce Estonya ile bir çalışmamız vardı. Yakın zamanda gerçekleşmesi yüksek bir ihtimal olan İsrail var. Bu firmalarla aynı platformu kullandığımız için özelleştirilmiş alanlarda veya hızlandırmak istedikleri konularda iş birliği yaparak yazılım geliştirme hizmeti sağlıyoruz. Bu hizmet satışlarındaki kapsam genellikle sürücüsüz araç yazılımının alt bileşenleri veya otonom sürüş için gerekli olan simülasyon, haritalama, sensor kalibrasyonu gibi geliştirme çalışmalarını içeriyor.” İHA

Exit mobile version