Trump’tan Herzog’a Resmi Mektup
İsrail Cumhurbaşkanlığı Ofisi tarafından yayımlanan mektupta Trump, Netanyahu’nun affedilmesi gerektiğini şu ifadelerle dile getirdi: “İsrail devleti ve Yahudi halkı son üç yıldır zorlu bir dönemden geçiyor. Savaş zamanında kararlılıkla liderlik eden Netanyahu’nun affedilmesi gerektiğine inanıyorum. Kendisinin dikkatini gereksiz şekilde başka yönlere saptırmamalısınız.”
Trump ayrıca, İsrail adalet sistemine saygı duyduğunu belirtirken, davaları “haksız ve siyasi” olarak tanımladı. “Uzun zamandır yanımda mücadele eden Netanyahu’ya karşı yürütülen bu davanın adil olmadığını düşünüyorum. Artık zamanı geldi — onu affedin ve İsrail’in birleşmesine izin verin” dedi.
İsrail Cumhurbaşkanlığı’ndan Yanıt: “Prosedür Gerekiyor”
İsrail Cumhurbaşkanlığı Ofisi’nden yapılan açıklamada, bir kişiye cumhurbaşkanlığı affı çıkarılabilmesi için belirli yasal prosedürlerin izlenmesi gerektiği hatırlatıldı. Herzog’un Trump’ın talebine ilişkin herhangi bir kişisel değerlendirme yapmadığı, ancak resmi sürecin dışında af verilmesinin mümkün olmadığı vurgulandı.
Trump Daha Önce de Aynı Çağrıyı Yapmıştı
Trump’ın Netanyahu’ya yönelik destek mesajı ilk değil. Ekim ayında İsrail’e yaptığı resmi ziyaret sırasında Knesset’te (İsrail Meclisi) konuşan Trump, Herzog’a dönerek “Netanyahu’yu affetme zamanı geldi” ifadelerini kullanmıştı. Bu çıkış, hem İsrail’de hem de ABD’de tartışma yaratmış, Trump’ın diplomatik sınırları zorladığı yönünde eleştiriler almıştı.
Netanyahu Hakkında 3 Ayrı Dava Devam Ediyor
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, 2019 yılında rüşvet, dolandırıcılık ve görevi kötüye kullanma suçlamalarıyla açılan üç farklı davada yargılanıyor. Yargı süreci 2020’de başlamasına rağmen henüz sonuçlanmadı. Netanyahu ise tüm suçlamaları reddederek bu süreci “İsrail solunun siyasi kumpası” olarak nitelendiriyor.
Trump’ın Çıkışı Yeni Bir Tartışma Başlattı
ABD Başkanı’nın bu çağrısı, Washington-Tel Aviv hattında yeni bir diplomatik tartışmanın da fitilini ateşledi. Bazı analistler, Trump’ın bu hamlesini “Netanyahu’ya uluslararası alanda açık destek” olarak yorumlarken, kimileri de bunun “İsrail’in iç hukukuna müdahale niteliği taşıdığını” savundu.
İHA