TÜRKONFED ve Global İlişkiler Forumu (GİF) iş birliğiyle düzenlenen etkinlikte, AB fonları, ticaret anlaşmaları, dijital dönüşüm, vize serbestisi ve gümrük birliği reformu gibi başlıklar konuşuldu. TÜRKONFED Başkanı Süleyman Sönmez, “Bu platformlarla sahadaki deneyimlerimizi bir araya getiriyoruz. İntegral Yatırım ile birlikte yürüttüğümüz bu çalışmada GİF’in katkıları oldukça kıymetli” diyerek, iş dünyasıyla kamu arasında köprü görevi gördüklerini belirtti.
Toplantıda konuşan Kadir Cenk Ulukartal, Türkiye’nin 2024 itibarıyla Avrupa Birliği ile olan ticaret hacminin 216 milyar doları aştığını ve toplam ihracatın %41,6’sının AB ülkelerine yapıldığını aktardı. Ulukartal, mevcut Gümrük Birliği anlaşmasının artık yetersiz kaldığını vurgulayarak, “Hizmetler, tarım, kamu alımları ve e-ticaretin bu anlaşmaya dahil edilmesi, hem ihracat potansiyelini artıracak hem de AB ile entegrasyonumuzu derinleştirecektir” ifadelerini kullandı.
AB ülkelerine vize alma sürecinde yaşanan sıkıntılara dikkat çeken Ulukartal, “2023 verilerine göre Türk vatandaşlarına uygulanan Schengen vizesi ret oranı %21,7’ye ulaştı. Bu durum, iş insanlarımız için hem zaman hem de maliyet kaybı demek. Bu yüzden çok girişli, uzun süreli vize süreçlerinin kolaylaştırılması büyük önem taşıyor” dedi.
Polonya’nın 2025 AB Konseyi Dönem Başkanlığı’nın Türkiye için yeni fırsatlar doğurabileceğine dikkat çeken Ulukartal, enerji ve dijital dönüşüm konularında iş birliği alanlarının genişletilebileceğini belirtti.
Global İlişkiler Forumu Başkanı Zeynep Bodur Okyay ise konuşmasında, dünya genelinde yaşanan hızlı değişimlere dikkat çekti. “Türkiye, hem NATO hem de AB ile kurduğu ilişkiler nedeniyle iki güç arasında denge arayışında” diyen Okyay, gümrük birliği modernizasyonu ve yeşil mutabakatın iş dünyası için öncelikli konular arasında olduğunu ifade etti.
Trump yönetiminin ticaret politikalarının Türkiye-AB ilişkilerine etkisine de değinen Okyay, “ABD’de tarife politikaları sertleşirse, Türkiye’nin AB ile olan ticareti güç kazanabilir” dedi. Ayrıca, küresel tedarik zinciri değişiminde Türkiye’nin kaçırdığı fırsatlara da dikkat çekti.
İntegral Yatırım Yönetim Kurulu Üyesi İbrahim Taşdoğan ise Türkiye’nin AB ile olan bağının yalnızca ihracatla sınırlı kalmaması gerektiğini savunarak, “Finansal piyasalarda da entegre olmak, Türkiye’ye önemli katma değer sağlar” açıklamasında bulundu.
Start-up ekosisteminin gelişimi için AB fonlarının daha etkin kullanılması gerektiğini belirten Taşdoğan, “Horizon Europe ve Digital Europe gibi programlardan yeterince yararlanamıyoruz. Oysa bu fonlar teknoloji firmalarının sadece projelerini değil, finansal yapılarını da güçlendiriyor” dedi.
HABER MERKEZİ