Türkiye hükümeti, Türk vatandaşlarına Suriye’ye vizesiz giriş hakkı tanıdığını duyurdu. Bu karar, iki ülke arasındaki ilişkilerde yeni bir dönemin başladığını gösteriyor. Pasaportla yapılan bu geçiş, özellikle Türkiye’deki seyahat severler için büyük bir fırsat olarak değerlendirilse de, arkasındaki ekonomik ve siyasi dinamikler, bu kararı daha dikkatli incelemeyi gerektiriyor.

Suriye’ye Vizesiz Geçiş Hakkı: Neden Şimdi?
Gazeteci ve yazar Yılmaz Özdil’in YouTube kanalında dile getirdiği gibi, hükümetin bu kararı, Türk vatandaşlarının Suriye’ye sadece pasaportla giriş yapabilmesi konusunda bir müjde olarak sunuluyor. Ancak, bu kararın ne kadar ‘müjde’ olduğu, Suriye’deki gıda ithalat yasakları ve Türkiye’nin yaşadığı ekonomik zorluklar göz önünde bulundurulduğunda sorgulanabilir.
Özdil, “Gidişiniz var ama dönüşünüz pek olmuyor” şeklindeki eleştirisiyle, bu vizesiz geçişin sadece gidiş için geçerli olduğuna ve dönüşün nasıl olacağı konusunda belirsizliklerin bulunduğuna dikkat çekti. Hükümetin, Suriye ile pasaportla geçişin önünü açması, özellikle turizm ve ticaret açısından önemli bir gelişme olsa da, bu değişikliğin uzun vadede Türkiye’ye ne gibi faydalar sağlayacağı hâlâ belirsizliğini koruyor.

Ekonomik Sıkıntılar ve Suriye’nin İhracat Yasakları
Vizesiz geçişin açıklanmasının hemen ardından, Suriye Ekonomi Bakanlığı, Türkiye’den yapılan tavuk, yumurta, domates, biber ve patates gibi ürünlerin ülkeye girmesini yasakladığını duyurdu. Bu karar, Türk ürünlerinin Suriye pazarına girmesinin engellenmesi anlamına geliyor ve iki ülke arasındaki ticari ilişkilerde yeni bir dönemin başladığını gösteriyor.
Suriye’nin, kendi yerel üretimini korumak amacıyla aldığı bu karar, Türk üreticilerini zor durumda bırakabilir. Türkiye’den bu ürünlerin girmemesi, her iki ülkenin gıda sektöründe tedarik zincirini etkileyecek. Ancak, Özdil’in belirttiği gibi, bu yasak kararının arkasındaki siyasi mesajlar da oldukça dikkat çekici. Türkiye’nin Suriye’ye yönelik uyguladığı politikaların, karşılıklı ticaret ilişkileri üzerinde nasıl bir etki yaratacağı ise zamanla daha net bir şekilde ortaya çıkacak.

Suriye’deki Kaçak Ürünler ve Türkiye’deki Durum
Bir diğer önemli nokta ise, Suriye’den gelen kaçak ürünlerin Türkiye pazarında yaygınlaşması. Suriye’li bakkallar, Türkiye’de satılan ürünlerin çoğunu kaçak yollarla ülkeye getirebiliyor. Suriye’den gelen ürünlerin çoğu, Türkiye’deki denetimlerden kaçarken, bakkallarda, pazarlarda ve hatta internet satışlarında bu ürünler rahatça alıcı bulabiliyor.
Özdil, “Suriye’den gelen kaçak ürünler Türk ekonomisini tehdit ediyor. Zeytinyağından tutun da, cips, sigara, hatta medikal ürünlere kadar her şey burada satılıyor” diyerek bu durumu eleştirdi. Ayrıca, Suriyeli bakkalların bu ürünleri Türkiye pazarında satarken, denetimlerden kaçmalarının ekonomik açıdan ne gibi riskler oluşturduğunu sorguladı.

Türk Medyasının Sessizliği ve Kamuoyunun Bilgilenmemesi
Özdil’in en dikkat çekici eleştirisi ise, Türk medyasının bu konuları yeterince gündeme getirmemesi. Suriye’nin, Türk ürünlerine uyguladığı yasak ve kaçak ürünlerin Türkiye’deki yaygınlığı hakkında medyanın fazla ses çıkarmadığını vurgulayan Özdil, bu durumun halkın doğru bilgilendirilmemesi anlamına geldiğini belirtti.
“Sayın medyamız yine ölü balık taklidi yapıyor. Bu önemli gelişme Türk halkına duyurulmadı” şeklindeki yorumu, bu durumu eleştiren bir yaklaşım olarak öne çıkıyor. Halkın bu konuda yeterince bilgilendirilmemesi, yanlış anlaşılmaların ve ekonomik zorlukların artmasına neden olabilir.

Vizesiz Geçiş: Beklenen Fırsat mı, Sadece Bir İlizyon mu?
Türk vatandaşlarının Suriye’ye vizesiz geçiş hakkı kazanması, ilk bakışta büyük bir fırsat gibi görünüyor. Ancak bu kararın arkasındaki ekonomik ve siyasi karmaşıklıklar, bu fırsatın ne kadar gerçekçi olduğunu sorguluyor. Türkiye, sınır komşusu olan Suriye ile yıllar sonra pasaportla geçiş imkânı sağlasa da, Suriye’nin uyguladığı gıda ithalat yasakları ve kaçak ürünlerin Türkiye pazarındaki yaygınlığı, bu gelişmenin ülke ekonomisi üzerinde uzun vadede nasıl bir etki yaratacağı konusunda önemli soru işaretleri bırakıyor.
Ömer Faruk KARATOSUN