Şara, muhtemel bir güvenlik anlaşmasının 1974 yılında yapılan Geri Çekilme Anlaşması sınırları temel alınarak şekilleneceğini söyledi. Şara, “Bir barış anlaşması için zaman henüz uygun değil. Ancak Suriye ve bölgeye fayda sağlayacak herhangi bir anlaşmayı tereddüt etmeden kabul ederiz” ifadelerini kullandı.

İsrail’den Lübnan Mesajı
Şam’dan gelen bu açıklamanın hemen ardından Tel Aviv’den dikkat çekici bir çıkış geldi. İsrail Başbakanlık Ofisi, Lübnan Silahlı Kuvvetleri’nin Hizbullah’ın silahsızlandırılması için gerekli adımları atması halinde, İsrail’in de ABD liderliğindeki güvenlik mekanizmasıyla koordineli olarak Lübnan’daki askeri varlığını aşamalı şekilde azaltacağını duyurdu.
Açıklamada, “Lübnan’ın Hizbullah’ın silahsızlandırılması yönündeki çabalarına destek vermeye hazırız. Bu adım, her iki ülke için daha güvenli ve istikrarlı bir gelecek adına tarihi bir fırsat olacaktır” denildi.

ABD’nin Baskısı ve Bölgesel Denge
ABD’nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack, geçtiğimiz hafta yaptığı açıklamada, İsrail’in Lübnan’daki operasyonlarını durdurması gerektiğini vurgulamıştı. Washington yönetiminin de İsrail’den “acil olmayan” askeri operasyonlarını azaltmasını istediği biliniyor.
Suriye lideri eş-Şara’nın çıkışı ve İsrail’den gelen eş zamanlı açıklamalar, bölgede yeni bir güvenlik mimarisinin şekillenebileceğine işaret ediyor. Özellikle Hizbullah’ın silahsızlandırılması ve İsrail’in askeri varlığını azaltma taahhüdü, Lübnan ve Suriye ekseninde önemli kırılmalara yol açabilir.
Barış İçin Henüz Erken, Ama…
Şara, barış görüşmeleri için ortamın uygun olmadığını belirtse de “güvenlik anlaşması” yönündeki mesajı, Suriye’nin diplomatik alanda yeni bir döneme girebileceğinin işareti olarak değerlendiriliyor. Uzmanlar, sürecin bölgedeki güç dengelerini doğrudan etkileyeceğini ve önümüzdeki aylarda Şam-Tel Aviv hattında daha yoğun diplomatik temasların yaşanabileceğini öngörüyor.
İHA

