Sabah erkenden eline telefonu alıp gece gelen bildirimlere bakmasını biliyorsun. Kankanın gönderdiği mesajlara hemen cevap verebiliyorsun. Ve bütün mesajlara günaydın diyorsun. Ama yanı başında uyanan kardeşine günaydın demek zor geliyor.
Yüzünü yıkamak için girdiğin lavaboda annen varsa günaydın yerine of anne çabuk çık demek daha kolay.
Apartman kapısından çıkarken alt komşuna kapıyı tutmak var ama babana bir bardak suyun nasip olmadı değil mi?
Minibüste çantan kimseye değmesin diye toparlanmak var ama, koltukta televizyon izlerken gelen büyüğüne yer vermek yok değil mi?
Sokaktaki köpeğe, kediye gösterdiğin şefkati seni doğuran anneye göstermemek nasıl bir duygu. Marketteki kasiyerin nazik hareketini görünce hoşuna gider de ayı hareketi seni büyüten baban hak etmez mi? Hangi anne baba çocuğunun kötü olmasını istedi ki bu dünyada.
Sınav notlarını, içindeki duyguları anlattığın arkadaşının sendeki yerini, aynı anne babadan olduğun kardeşin hak etmez mi?
Dizilerdeki hayatları gerçek sanan sen, asıl yaşamın farkına varmayı neden denemezsin? Sen cam fanuslardaki yaşam misali film ve dizileri unutup kendi yaşantına neden dönmezsin? Nasıl bir şehirde, nasıl bir ailede hangi imkanlarla büyüdüğünü neden unutursun?
Telefonda konuştuğun müşteri temsilcisine gösterdiğin itinayı, anne, baban ve kardeşine göstermeyi neden bilmezsin?
Proje düzenleyip insan hakları, hayvan hakları, engelli hakları, işçi hakları diye sokaklarda protesto yapmayı bilirsin de bayramda aramadığın kardeşin, anne, baban, deden, halan, amcan vb. haklarını aklına getirmezsin.
Ansızın hastalandın, ansızın baban öldü, ansızın trafik kazası geçirdi annen, seni kim haberdar edecek? Ya deden ya amcan ya teyzen ya da kardeşin değil mi? Onların telefon numaraları sende kayıtlı mı?
İşte kankana mesajlarında hemen cevap verdiğin gibi ailene de cevap vermelisin, bayram seyran beklemeden nineni aramalısın, dedene dokunmalısın, halanın hastalığını, teyzenin sıkıntılarını sormalısın. Kuzenin ne hallerde bilmelisin.
Kaç yaşına gelirsen gel hala büyümediğini neden anlamazsın, senden büyük olanların tecrübelerini neden göz ardı edersin. Acaba onlarda senin gittiğin yollardan gitmiş olamaz mı? Onlar hata yapmış ve seni aynı hataları yapmaman için uyarıyor olamazlar mı?
Hatalar insanın hayat tecrübesini arttırır tabi ki.
İnsan hata yaptıkça olgunlaşır tabi ki.
İnsan hata yaptıkça büyür tabi ki.
Lakin; uçurumdan atlamayı tecrübe eden varken kendini uçurumdan atman mı gerek. Dersine çalışmayıp sınıfta kalan varken senin de bunu tecrübe etmen mi gerek. Kötü insanlarla arkadaşlık edip harap olan hayatlar varken senin de hayatını harap mı etmen gerek.
Atomu parçalayan biri var zaten, senin de parçaladım diye yırtınman neye yarar. Sen de meteoru parçala, o zaman tecrübe sahibi olursun işte.
Senin, sözlerini can kulağıyla dinleyeceğin, en değerlin kanından olanlardır, merhametini, acıma duygunu, sevgini göstereceğin insanlar arasına onları da katsan olmaz mı?
Çetin KORKMAZ
cetinkorkmaz010@gmail.com