Kilimli Koyu’nun kıyıları, sonbaharın en güzel tonlarını barındırıyor. Güneşin batışında denizin altın rengine büründüğü, rüzgârla dökülen yaprakların dalgalarla dans ettiği bu sahillerde doğa, sessiz bir müzik çalıyor. Her dalga kıyıya bir anı bırakırken, her yaprak kendi hikâyesini anlatıyor. Fotoğraf makineniz olmasa bile, manzaranın her karesi belleğinize kazınıyor.
Bir Çadır, Bir Deniz, Bir Huzur
Kilimli Koyu, bu mevsimde kamp severler için adeta bir sığınak. Çadırınızı deniz kenarına kurup sabahın ilk ışıklarıyla dalga sesleri eşliğinde uyanmak, şehir hayatının unutturduğu dinginliği yeniden hatırlatıyor. Akşam olduğunda kamp ateşi etrafında içilen bir fincan çay, gökyüzünde parlayan yıldızlarla birleşince zamanın nasıl geçtiğini anlamak imkânsız hale geliyor.

Gelin Kayası’nın Hüzünlü Hikayesi
Denizin ortasında zarif bir şekilde yükselen Gelin Kayası, Kilimli Koyu’nun en dikkat çekici simgesi. Rivayete göre, sevdiğine kavuşamadan taş kesilen bir gelinin gözyaşlarından oluşan bu beyaz kayalar, gün batımında altın bir masal gibi parlıyor. Fotoğraf tutkunları için eşsiz kareler sunan bu nokta, doğanın romantizmini mitolojik bir hikâyeyle buluşturuyor.
Lezzetin Rüzgârla Taşındığı Sofralar
Ağva ve Kilimli çevresinde deniz kokusuna karışan taze balıkların ve Ege usulü zeytinyağlıların aroması dolaşır. Sahil boyunca yer alan restoranlarda levrek, kalamar ve otlu mezelerin tadına bakmak, koyun sunduğu huzura lezzetli bir eşlik olur. Bir yudum beyaz şarapla dalgaların ritmine karışan sohbetler, bu mevsimin en güzel anılarından biri haline gelir.

Doğanın İçinde Sessiz Bir Yürüyüş
Kilimli çevresindeki yürüyüş parkurları, doğanın tüm renklerini sergiliyor. Turuncudan mora, sarıdan yeşile uzanan yaprakların altında yürümek, hem bedeni hem ruhu dinlendiriyor. Her adımda şehir biraz daha geride kalırken, sessizlik iç huzurla buluşuyor. Bu rotalar, sonbaharda yalnızca bir yürüyüş değil, bir içsel yolculuk sunuyor.
Kilimli’ye Nasıl Gidilir?
İstanbul’dan yola çıkanlar için Kilimli Koyu yaklaşık 100 kilometre mesafede bulunuyor. Şile üzerinden ilerleyen yol, Karadeniz’in serin rüzgârları eşliğinde yemyeşil tepeler arasından geçiyor. Ağva merkezden sadece 10 dakikalık bir yolculukla koya ulaşmak mümkün. Özel araçla gitmek en kolay seçenek olsa da, doğayla iç içe yürüyüşü sevenler için bisikletle rota da keyifli bir alternatif oluşturuyor.
Bir Sığınak Gibi
Kilimli Koyu, zamanın yavaşladığı, doğanın insanla konuştuğu bir yer. Burada dalgalar, rüzgâr ve güneş, sessiz bir uyum içinde var olur. Şehrin gürültüsünden uzaklaşmak, sadece doğayı değil, kendinizi de yeniden bulmak istiyorsanız; sonbaharda Kilimli Koyu sizin için bir sığınak olacak. Çünkü burada, her şey bir şiir gibi yaşanır.
Ömer Faruk KARATOSUN