Havalar serinlemeye başladı. Sabahları pencereyi açınca içeriye dolan o serin hava, sonbaharın gelişini tüm zarafetiyle hissettiriyor. Ancak bu mevsim, kimileri için romantik bir başlangıç değil; aksine kaşıntı, kızarıklık ve nefes darlığıyla gelen zorlu bir sürecin habercisi. Adı: soğuk alerjisi.
Vücudun Kışa Direnişi
Tıpta “soğuk ürtikeri” olarak bilinen bu durum, aslında vücudun soğuğa karşı aşırı tepki göstermesiyle ortaya çıkıyor. Soğuk havaya, rüzgâra ya da buzlu bir içeceğe temas bile kimi zaman bedeni alarma geçiriyor. Deride kabarıklıklar, dudaklarda şişlik, ellerde kaşıntı… Hatta bazı insanlarda sıcak bir ortamdan aniden soğuğa geçmek, tansiyon düşüklüğü ve baş dönmesine bile yol açabiliyor.
Bir anlamda bedenimiz, doğanın değişimine uyum sağlayamıyor; her bir hücre “ben bu kadarına hazır değilim” diyor.
Bir Mont Yeterli Olmayabilir
Soğuk alerjisi, “biraz üşütmüşsündür” denilecek kadar basit bir mesele değil. Kimi vakalarda ciddi alerjik reaksiyonlara, hatta anafilaksiye kadar varabiliyor. Özellikle sabah erken saatlerde dışarı çıkarken ya da deniz kenarında esen rüzgârla temas edildiğinde semptomlar artabiliyor.
Doktorlar, bu rahatsızlığı yaşayan kişilerin mutlaka test yaptırmasını ve alerji önleyici ilaçları doktor kontrolünde kullanmasını öneriyor. Ancak en önemli koruyucu önlem, eldiven, atkı, bere gibi küçük ama etkili detaylarda saklı.
Unutma balım, vücudun sıcak kalması sadece konfor değil, bir savunma mekanizması.
Sıcak Bir Çorba, Sıcak Bir Yaşam
Bazen çözüm, çok basit şeylerde gizlidir. Sıcak bir çorba içmek, vücudu ısıtmanın ötesinde iç huzuru da getirir. Soğuk alerjisi olan biri için bu küçük anlar, büyük farklar yaratabilir. Çünkü her şeyin ilacı biraz özen, biraz da kendine şefkattir.
Soğuk havalarla savaşmak yerine, onlarla barış içinde yaşamanın yollarını aramak gerek. Kış, kendini koruyanlara daha zarif davranır.
Sonbahar Hatırlatır: Kendine Dikkat Et
Soğuk alerjisi bize bir şeyi hatırlatıyor aslında: Doğanın değişimiyle birlikte bizim de tempomuzu ayarlamamız gerektiğini.
Sabah aceleyle dışarı çıkarken, ince montla rüzgâra meydan okumak kahramanlık değildir. Bedenini dinlemek, mevsimle uyum içinde yaşamak ise en büyük bilgeliktir.
Bu sonbahar, soğuğun ilk dokunuşunda titreyen ellerine değil, kendine gösterdiğin özenle ısın balım. Çünkü bazı hastalıklar ilgi ister, bazılarıysa sadece biraz dikkat.







YORUMLAR