Şıp Şıp Dede’nin türbesi, üzerinde hiçbir yazı veya mezar taşı olmayan bir kayalık alanda yer alıyor. Ancak mezarın hemen yanından sürekli olarak incecik bir su akmaktadır. Bu su, kayaların üstünden damlayarak, türbenin yanındaki kaya oyuğuna doğru akar. Yöre halkı, bu suyun sesini dede ile özdeşleştirerek, onun ruhunun huzur içinde olduğunu anlatan bir işaret olarak kabul eder.
Dertlilere Derman, Yalnızlara Eş
Kadıköy halkı arasında yıllardır anlatılan bir efsane, Şıp Şıp Dede’nin gücünü ve ruhunu daha da derinleştirir. Efsaneye göre, dede yalnız olanlara eş, dertli olanlara derman ulaştırmaktadır. Yalnızca bir efsane değil, aynı zamanda köyde yaşayanların hissettiği bir gerçeklik olarak, Şıp Şıp Dede’nin mezarı etrafında yapılan dualar ve adaklar, halkın umudu ve inancı ile şekillenir.
Sunak Taşında Yapılan Adaklar
Mezara yakın bir alanda bulunan sunak taşında, köylüler kurban keser ve etini fakirlere dağıtarak adaklarını yerine getirirler. Kurban edilen hayvanlar genellikle koyun, keçi veya horoz olur. Fakat bu adakların bir özelliği vardır: Her kurbanın iki ayağı, sunağın üzerine bırakılır. Bu “çift” teması, bu bölgenin mistik havasını simgeler. Yine türbenin hemen yanındaki yaşlı meşe ağacının dalları da, yıllardır dileklere ve adaklara tanıklık etmektedir.
Çiftler ve Gizemli Temalar
Şıp Şıp Dede’nin türbesi etrafında sürekli bir “çift” teması vardır. Çift ayaklar, çift patikler ve çift çaputlar; her şeyde bu ikilik ön plana çıkar. İki sayısı, bu kutsal alanda bir anlam taşır ve halk arasında bu tema sürekli olarak hatırlatılır. Yine daha aşağıda yer alan ve içinde bir çiftin yattığı başka bir türbe de, bölgenin mistik atmosferini pekiştirir.
Kadıköy’ün Gizemli Yatırı: Şıp Şıp Dede
Şıp Şıp Dede’nin türbesi, hem bir inanç merkezi hem de bölgenin tarihî ve kültürel zenginliğini simgeler. Eğer yolunuz Edremit’e düşerse, Kazdağı’nın eteklerinde, bu eski yatırda bir süre soluklanmayı unutmayın. Belki de Şıp Şıp Dede, öyküsünü size anlatmaz, ama Kazdağı’nın büyüsünü ve tarihî atmosferini içinizde hissedersiniz. Bu topraklar, bir zamanlar Troya’da Anatanrıça Kybele’nin hüküm sürdüğü ve Paris’in büyüdüğü Kazdağı, İda’yı keşfetmek için en doğru yerlerden biridir.
Şefiye YILDIRIM