Her depremden sonra aynı döngüyü yaşıyoruz. Birkaç gün konuşuyoruz, birkaç gün korkuyoruz, sonra gündem değişiyor. Oysa Sındırgı’daki sarsıntı, sadece yerin altını değil, bizim ihmalkârlığımızı da ortaya çıkardı. Deprem değil, alınmayan önlem öldürür sözü kulağımıza bir kez daha çalındı. Ama ne kadar duyduk, orası tartışılır.
Kahvehanede Okey, Evin Ortasında Korku
Bursa’da okey oynarken yakalanan vatandaşların görüntüleri sosyal medyada viral oldu. Kimi panikle dışarı koştu, kimi “bitireyim şu eli” diyerek masadan kalkmadı. Bu aslında toplum olarak depreme değil, hayatın akışına teslim olmuşluğumuzun bir göstergesi. Belki de o kahvehanedeki insanlar, “Bu kadar da olmaz” diyerek yılların alışkanlığını sürdürdüler. Ama her saniyenin can kurtarabileceği bir durumda, o birkaç saniyeyi oyunla geçirmek, düşündürücü.
Yapı Güvenliği: Göz Ardı Edilen Hayat Sigortası
Sındırgı merkezinde ve çevre mahallelerde bazı binalar hasar gördü. Neyse ki can kaybı yaşanmadı. Ancak bu “şans” mı, yoksa “uyarı” mı, karar vermek bize düşüyor. Bugün hasar gören o binalar, yarın başka bir sarsıntıda mezar olabilir. Mühendislik, denetim ve bilinçli yapılaşma olmadan atılan her adım, geleceğe bırakılan bir risk demek.
Depreme Hazır Mıyız?
AFAD, vatandaşları artçılara karşı uyardı. Ancak asıl soru şu: Biz hazır mıyız? Deprem çantamız, toplanma alanımız, planımız var mı? Yoksa her şeyin “bir şey olmaz” rahatlığına mı bıraktık kendimizi? Gerçek şu ki; depremin zamanı yok ama bizim hazırlık süremiz her geçen gün azalıyor.
Sındırgı’daki 6.1’lik deprem sadece bir sarsıntı değildi. Bu ülkenin gerçeğini, unutkanlığını ve umursamazlığını bir kez daha yüzümüze vurdu. Şimdi herkesin kendine sorması gereken tek soru şu:
Bir sonraki depremde hazır mı olacağız, yoksa yine aynı haberleri mi okuyacağız?







YORUMLAR