CNN Türk YouTube kanalına konuk olan Deprem Uzmanı Prof. Dr. Şener Üşümezsoy, son günlerde Sındırgı ve çevresinde meydana gelen depremleri ayrıntılı olarak yorumladı. Üşümezsoy, ilk büyük sarsıntı sonrası yaşanan hareketliliğin kritik bir risk değil, artçı deprem dizisi olduğunu belirterek vatandaşları rahatlattı.
“Bu Deprem Sındırgı’nın Gerçek Artçısı Niteliğinde”
Uzman, Sındırgı’nın güneyi ve batısı arasında kalan hat üzerinde oluşan son depremin, ilk 6.1 büyüklüğündeki depremin devamı niteliğinde olduğunu açıkladı. Üşümezsoy’a göre, sarsıntının merkezinin şehir yerleşimine çok yakın olması, bölge halkının depremi normalden daha şiddetli hissetmesine yol açtı.

Artçı – Öncü Ayrımı
Üşümezsoy, daha önce dağlık kesimde görülen bazı küçük depremlerin “öncü karakterde” olduğunu, ancak son sarsıntının ilk depremin kırılmayan bölümünde gerçekleşen doğal bir artçı olduğunun altını çizdi. “Depremin oluştuğu segment, ana fayın yanındaki küçük bir boşluktu. Bu parçalı yapıda görülen hareketlilik büyük deprem üretmez” diye konuştu.
“Büyük Deprem Alarmı Yok”
Üşümezsoy, Sındırgı’daki deprem dizisinin endişe verici olmadığını önemli bir netlikle ifade etti. Uzman değerlendirmesinde şu kritik cümleyi kurdu: “Bu hareketlilik büyük bir depremin alarmını vermiyor. İyimser senaryoda bu bir artçı depremdir, kötümser senaryoda dahi en fazla 6’ya yakın bir sarsıntı üretir.”

Küçük Depremler Neden Artıyor?
Prof. Dr. Üşümezsoy’a göre son aylarda görülen çok sayıdaki küçük deprem, ana fay üzerinde büyük stres birikiminin göstergesi değil. Tam aksine, fayın çevresindeki küçük, parçalı kırıkların çalışması nedeniyle bu sayıda sarsıntı meydana geliyor. Uzman bu durumu şu örnekle anlattı:
“İki avucunuzu birbirine yapıştırın. Eğer güçlü bir yapışma merkezi varsa, kopma oradan olmaz. Etrafında küçük küçük yırtılmalar oluşur. Burada da durum aynı.” Bu değerlendirme, bölgede görülen yüzlerce küçük depremin risk azaltıcı bir tablo sunduğunu ortaya koyuyor.
Enerji Boşalıyor Değil, Büyük Kırık Oluşmuyor
Üşümezsoy, “enerji boşalması” ifadesinin deprem biliminde yanlış bilinen bir kavram olduğuna dikkat çekti. Asıl önemli olanın, büyük bir kırılmayı tetikleyecek bir fay geometrisinin oluşup oluşmadığı olduğunu vurguladı. Sındırgı özelinde böyle bir yapının bulunmadığını belirtti.
Sıla Solaklar VERİM