Yerkabuğundaki fay hatları sürekli olarak stres biriktiriyor. Bu stresin biriktiği bölgelerde enerji açığa çıktığında deprem meydana geliyor. Ancak her fay sistemi aynı şekilde davranmıyor. Bazı faylarda enerji uzun yıllar boyunca birikerek tek seferde büyük bir depremle kırılıyor. Buna karşılık bazı bölgelerde ise hareket daha sık gerçekleşiyor ve düşük büyüklükte çok sayıda deprem görülüyor.
Bilim insanları, büyük depremlerin genellikle uzun süre sessiz kalan ve yüksek stres yüklenen faylarda yaşandığını belirtiyor. Dolayısıyla büyük bir depremin ortaya çıkması için genellikle uzun süreli bir birikim gerekiyor.

Sık Meydana Gelen Küçük Depremler Fayları Rahatlatır mı?
Halk arasında sık duyulan bir inanış, “küçük depremler fayları rahatlatarak büyük deprem riskini azaltır” şeklindedir. Fakat bilimsel araştırmalar bu görüşü tam olarak desteklemiyor. Küçük depremler, büyük depremin oluşmasını engelleyecek kadar fazla enerji açığa çıkarmaz. Çünkü büyük bir depremin ortaya çıkardığı enerji, yüzlerce hatta binlerce küçük depremden çok daha büyüktür.
Bu nedenle düşük büyüklükte sık görülen depremler, fayın tamamını rahatlatmaz ancak yüzeyde bazı mikro hareketlerin sürmesine katkı sağlar. Bu depremler çoğu zaman büyük deprem riskini ortadan kaldırmasa da fayın aktif olduğunun bir göstergesidir.
Büyük Depremlerin Yıkıcı Etkisi
Bir fay hattında uzun yıllar enerji birikmesi, bir noktadan sonra ani ve büyük bir kırılmaya neden oluyor. Bu kırılma sırasında açığa çıkan enerji yüksek olduğunda depremin büyüklüğü de artıyor. Büyük depremler hem can kaybı hem de maddi hasar açısından ciddi sonuçlar doğuruyor.

Uzmanlar, büyük ölçekli depremlerin tek seferde meydana getirdiği stres boşalmasının çok geniş bir alanda hissedildiğini, bunun da yıkıcı etkiyi artırdığını belirtiyor. Bu nedenle deprem bilimi açısından bakıldığında, büyük bir depremin ortaya çıkması istenen bir durum değildir.
Hangisi Daha İyi? Bilimsel Cevap Net
Bilimsel olarak değerlendirildiğinde ne sık küçük depremler ne de büyük bir deprem “iyi” olarak nitelendirilmiyor. Ancak karşılaştırma yapıldığında:
- Sık ve düşük büyüklükte depremler, günlük yaşamda çoğu zaman yıkım oluşturmaz ve fayın yüzeyde aktif olduğunu gösterir.
- Büyük ve tek seferlik depremler, ciddi yıkım, can kaybı ve uzun vadeli etkiler yaratır.
Bu nedenle, yıkım açısından bakıldığında küçük ve sık depremler büyük depremlere kıyasla daha az risk taşır. Ancak küçük depremler büyük deprem riskini ortadan kaldırmaz; yalnızca fayın hareket hâlâ devam ettiğini gösterir.

Bilim insanları için asıl önemli olan depremlerin nasıl gerçekleştiğinden ziyade toplumun bu depremlere ne kadar hazırlıklı olduğudur. Uzmanlar şu uyarıları öne çıkarıyor:
- Yapıların depreme dayanıklı inşa edilmesi,
- Zemin etütlerinin titizlikle yapılması,
- Afet bilincinin güçlendirilmesi,
- Aile bazında acil durum planlarının hazırlanması.
Depremin büyüklüğünü veya sıklığını kontrol etmek mümkün olmasa da alınacak önlemlerle can kayıplarının tamamen azaltılması mümkündür.
Serpil ADAK

