Balıkesir’de etkisini artıran kavurucu sıcaklar, yaşamı her alanda zorlaştırmaya başladı. Artan sıcaklık sadece havayı değil, tarımı, ekonomiyi ve günlük alışkanlıklarımızı da derinden etkiliyor.
Balıkesir’de Temmuz ayı, yalnızca takvimlerin ortasını değil, dayanıklılığın sınırlarını da gösteriyor. Son günlerde kent genelinde etkisini artıran aşırı sıcaklar, yaşam kalitesini ciddi şekilde etkiler hale geldi. Meteorolojik verilere göre termometreler 40 dereceye dayandı, kimi ilçelerde bu sınırı da aştı. Ancak mesele artık birkaç derece sıcaklık farkı değil; mesele, bu sıcaklıkların giderek norm haline gelmesi.
Geçmiş yıllarda “çok sıcak bir gün” diye tanımlanan koşullar, bugün olağan hale geldi. İklim değişikliği kitaplarda, akademik makalelerde veya belgesellerde değil, artık Balıkesir’in sokaklarında hissediliyor. Kavurucu hava, yalnızca fiziksel bir rahatsızlık değil, aynı zamanda sosyal ve ekonomik bir sorun olarak karşımıza çıkıyor.
Kent Yaşamında Yeni Bir Dönem Başladı
Sıcaktan dolayı günün ortasında sokaklar tenhalaşıyor. Vatandaşlar zorunlu olmadıkça dışarı çıkmamayı tercih ediyor. Esnaf, kepenkleri erkenden indiriyor. Kamu kurumları ise zaman zaman mesai saatlerini değiştirmek zorunda kalıyor. Balıkesir’in farklı bölgelerinde bu etkiler değişkenlik gösteriyor. Örneğin Edremit Körfezi’nde nem oranı boğucu düzeylere çıkarken, Bigadiç ve Sındırgı gibi iç bölgelerde kuraklık endişesi artıyor.
Bireysel yaşam pratikleri de yeniden şekilleniyor. Klimaların aşırı kullanımı elektrik tüketimini zirveye taşıyor. Artan enerji ihtiyacı altyapıyı zorluyor. Bu durum, zaman zaman yaşanan elektrik kesintileriyle birlikte gündelik hayatı sekteye uğratıyor.
Tarım ve Hayvancılık Alarm Veriyor
Balıkesir, tarım ve hayvancılıkla geçinen binlerce ailenin yaşadığı bir şehir. Ancak artan sıcaklıklar, sadece insanları değil toprağı da zorluyor. Ayvalık’ta zeytinlikler, Gönen’de çeltik tarlaları, Susurluk’ta süt üreticileri iklim değişiminin doğrudan etkisi altında. Sulama maliyetleri artıyor, ürün kalitesi düşüyor, hasat takvimleri şaşıyor. Hayvanlar daha az yem tüketiyor, süt verimi düşüyor, hastalık riski artıyor. Tarımsal üretimdeki bu riskler zinciri, önümüzdeki süreçte gıda fiyatlarına da yansıyabilir.
İklimle Değil, Tutumla Mücadele
Sıcaklıklarla mücadele etmek, yalnızca daha fazla klima kullanmakla veya gölgede beklemekle sınırlı bir konu değil. Alışkanlıklarımızı, yapılaşma tercihlerimizi ve tüketim alışkanlıklarımızı gözden geçirmek gerekiyor. Daha az beton, daha çok yeşil alan; daha az enerji tüketimi, daha fazla sürdürülebilir çözüm. Belediyelerin park ve bahçeleri artırması, şehre serinlik kazandıracak su ögeleriyle planlamalar yapması artık bir lüks değil, zorunluluk.
Ayrıca birey olarak da sorumluluk almalıyız. Gündüz saatlerinde mecbur kalmadıkça dışarı çıkmamalı, bol su tüketmeli, özellikle yaşlı ve çocukların sıcak hava koşullarına karşı korunmasını sağlamalıyız. İşverenler de çalışma saatlerini gözden geçirerek, çalışanlarını sıcak saatlerde serin ortamlarda tutacak çözümler üretmeli.
Balıkesir’de Yeni Normale Uyum Zorunlu
Balıkesir gibi hem tarım hem turizm potansiyeli taşıyan bir şehir için bu sıcaklık artışları uyarı niteliği taşıyor. Önlem alınmadığında ekonomik kayıplar, sağlık problemleri ve sosyal sorunlar birbirini takip edebilir. Kent yöneticilerinin, STK’ların ve vatandaşların ortak akılla hareket etmesi şart. Bu yaz, bir kırılma noktası olabilir. Belki de iklim değişikliğiyle ilgili olarak en çok konuşulan ama en az hazırlıklı olunan süreci yaşıyoruz. Önemli olan, bu süreçten ders alıp atılacak adımları geciktirmemek. Çünkü artık mesele sadece bu yazı geçirmek değil, bundan sonra bizi bekleyen yazlara nasıl hazırlanacağımız.







YORUMLAR