Karaciğer yağlanması, artık sadece yaşlı bireylerin değil gençlerin de en büyük sağlık tehditlerinden biri haline geldi. YouTube kanalında önemli açıklamalarda bulunan Doç. Dr. Muhammed Keskin, “Eskiden karaciğer yağlanmasını 40 yaş üstü erkeklerde ya da menopoz sonrası kadınlarda görürdük. Şimdi 18 yaşında gençlerde bile evre 1 yağlanma görüyoruz” diyerek dikkat çekti.
Özellikle işlenmiş gıdalar, fruktoz şuruplu içecekler, hareketsizlik ve kötü uyku düzeni karaciğerin yağlanmasını tetikliyor. Keskin, “Kişi cips yiyor, gazoz içiyor, hareket etmiyor. Yaşı genç olabilir ama karaciğeri yaşlanmış oluyor” dedi.

“Karaciğer Yağlanması Bir Hastalık Değil, Uyarıdır”
Dr. Keskin, karaciğer yağlanmasının birçok hastalığın habercisi olduğunu vurgulayarak şunları söyledi: “Karaciğer yağlanması bir hastalık değil, bir çatı sendromdur. Şeker hastalığı, tansiyon, trigliserid yüksekliği gibi birçok problemin öncüsüdür. Karaciğeriniz yağlıysa, vücudunuz bir şeylerin yanlış gittiğini söylüyordur.”
Belirti Vermeden İlerliyor
Karaciğer yağlanması genellikle sessiz ilerliyor. Kişi çoğu zaman farkına bile varmıyor. “Karaciğer yağlanmasının spesifik bir belirtisi olmaz. Yorgunluk olabilir ama bu da başka nedenlerden kaynaklanabilir. Sağ üst kadranda ağrı varsa iltihaplanma başlamış olabilir ama çoğu zaman sessiz seyreder,” diyen Keskin, düzenli kontrollerin önemine değindi.

“Ultrasona Değil, Bel Çevrenize Bakın”
Dr. Keskin, sürekli test yaptırmak yerine bel çevresine odaklanmak gerektiğini şu sözlerle anlattı: “Her üç ayda bir ultrason çekmeye gerek yok. Bel çevresi yavaş yavaş azalıyorsa, karaciğer yağlanması da geriliyor demektir.”
Yanlış Diyetler Zararlı Olabilir
Keskin, hızlı ve agresif diyetlerin karaciğer üzerinde yıkıcı etkileri olabileceğini belirterek uyarıda bulundu: “Su diyeti yapanlar veya ketojenik diyete yüklenenler geçici bir iyileşme yaşasa da, bu yalancı bir güven hissidir. Karaciğer yormaya gelmez. Ani diyetlerle iltihaplanma riskini artırabilirsiniz.”

Yaşam Tarzı Değişmeden Çözüm Yok
Karaciğer yağlanmasının tedavisinde ilaçların sınırlı etkisi olduğunu vurgulayan Dr. Keskin, şu cümleyle yaşam tarzı değişikliğinin önemini özetledi: “Karaciğerin ilacı yok. Çözüm sizsiniz. Küçük ama sürdürülebilir değişikliklerle karaciğer sağlığınızı koruyabilirsiniz.”
Doğru beslenme, düzenli egzersiz, stres kontrolü ve kaliteli uyku karaciğerin en büyük destekçisi. Özellikle aralıklı oruç (DEHŞ protokolü) uygulayan bireylerde karaciğer yağlanmasının büyük oranda gerilediği belirtiliyor.
“Kürlere İnanmayın, Karaciğer Kirli Değildir”
Sosyal medyada sıkça rastlanan “karaciğer temizleme kürleri” için de sert bir uyarı yapan Keskin, şu ifadeleri kullandı: “Karaciğer pislik dolu bir organ değil. En güçlü antioksidan kaynaklarından biri karaciğerdir. Bu kürlerin hiçbir bilimsel karşılığı yok.”
Genetik Yatkınlık da Etkili
Beslenme ve yaşam tarzı kadar genetik faktörlerin de karaciğer yağlanmasında rol oynayabileceğini ifade eden Dr. Keskin, bazı bireylerin dikkatli beslenmesine rağmen yağlanmadan kaçamadığını belirtti. Bu durumda profesyonel takip önerdi.

“Karaciğer Yağlıysa Tetikte Olun”
Son olarak karaciğer yağlanmasının sadece karaciğerle sınırlı kalmadığını vurgulayan Keskin, şu uyarıyı yaptı: “Karaciğer yağlıysa, diyabete, tansiyona, kalp-damar hastalıklarına ve metabolik bozukluklara aday olursunuz. Bu bir sinyaldir. Vücut size bağırıyordur: ‘Bir şeyleri değiştir!’”
Ne Yapmalı? Dr. Keskin’den Öneriler:
- Karbonhidratı kısıtlayın
- Şekerli ve işlenmiş gıdalardan uzak durun
- Günde en az 30 dakika tempolu yürüyün
- Uyku ve stres dengenizi kurun
- Her gün bel çevrenizi ölçün
- Küçük ama kalıcı değişimlerle ilerleyin
Karaciğeriniz size küsmüş olabilir ama ona iyi davranırsanız hızla toparlar. Tek yapmanız gereken, onu anlamak ve alışkanlıklarınızı sorgulamak.
İşte bu yüzden Dr. Keskin’in sözünü kulağımıza küpe etmeliyiz: “Karaciğerin ilacı sizsiniz!”
Havva ERTÜRK