Türk Halk Müziği’nin efsane isimlerinden Neşet Ertaş, ölümünün 12. yıl dönümünde büyük bir özlemle anılıyor. “Bozkırın Tezenesi” lakabıyla tanınan ve Türkülerinde “Garip” mahlasını kullanan Ertaş, halkın gönlünde derin izler bıraktı. Hayatını Anadolu insanının kederlerini ve sevinçlerini anlatmaya adayan usta ozan, vefatının ardından bile eserleriyle yaşamaya devam etti.
Neşet Ertaş Kimdir?
Neşet Ertaş, 1938 yılında Kırşehir’in Çiçekdağı ilçesinde dünyaya geldi. Babası Muharrem Ertaş’tan aldığı müzik yeteneğiyle küçük yaşta bağlama çalmaya başlayan Neşet, köy köy gezerek düğünlerde türkü söyleyerek sanat hayatına adım attı. Ertaş, ilk plağını 1957 yılında “Neden Garip Garip Ötersin Bülbül” adlı türküsüyle çıkardı ve Anadolu’da hızla tanınmaya başladı. Sazıyla Türkiye’nin dört bir yanında halkın sesi olan Ertaş, yaşamı boyunca yüzlerce türkü seslendirdi.
Neşet Ertaş Neden ve Kaç Yaşında Vefat Etti?
Neşet Ertaş, 25 Eylül 2012’de, İzmir’de tedavi gördüğü hastanede, 74 yaşında hayata gözlerini yumdu. Kansere yenik düşen büyük usta, arkasında Türk Halk Müziği’ne damga vuran eserler bıraktı. Neşet Ertaş’ın mezarı, memleketi Kırşehir’de bulunuyor ve her yıl binlerce hayranı tarafından ziyaret ediliyor.
Neşet Ertaş’ın En Güzel Türküleri
Neşet Ertaş, türküleriyle yalnızca döneminin değil, geleceğin de ozanı oldu. “Yalan Dünya,” “Neredesin Sen,” “Gönül Dağı,” “Mühür Gözlüm” gibi unutulmaz türküleri, onun ne kadar büyük bir sanatçı olduğunu gözler önüne seriyor. Bu türkülerin her biri, Anadolu’nun kederini, sevincini ve yaşam mücadelesini anlatıyor. Neşet Ertaş’ın türküleri, dinleyicilere sadece müzik değil, aynı zamanda bir yaşam felsefesi sunuyor.
Neşet Ertaş’ın Mirası Yaşıyor
Neşet Ertaş, UNESCO tarafından “Yaşayan İnsan Hazinesi” unvanıyla onurlandırıldı ve hayatı boyunca her zaman halkın sanatçısı olarak kaldı. 2011 yılında İstanbul Teknik Üniversitesi Devlet Konservatuvarı tarafından fahri doktora unvanına layık görülen Ertaş, halkın sevgisiyle ölümsüzleşti.
Havva ERTÜRK
Kaynak:Hürriyet