Nefreti bir başka kişide veya koşulda dışsallaştırdığımız veya kendi benliğimizde içselleştirdiğimiz, çözümlenmemiş öfke, karşılanmamış ihtiyaçlar ve kabul görmemiş acı olarak düşünebiliriz.
Bize zarar veren, istediklerimizi veya gereksinim duyduklarımızı bizden esirgeyen insanlardan nefret etme eğilimimiz vardır. Bizi mağdur eden insanlardan nefret ederiz. Mağdur olduğumuz zaman zayıf ve güçsüz olduğumuz için kendimizden nefret ederiz. Adaletsizlik kavramından nefret ederiz, çünkü kendimizi ümitsiz ve kontrolsüz hissetmemize neden olur. Kusursuz olamadığımız gerçeğinden ve hayattaki aczimizden nefret ederiz.
Başkalarından nefret ederek başlar, kendimizden nefret ederek bitiririz. Nefretin yaygınlaşması, her tarafı sarması, kısır ve benliği yıkıcı bir döngü oluşturması çok büyük bir sorundur.
Nefret kabullenmenin tam tersidir. Bir başkasına duyulan nefret ne kadar haklı olursa olsun, nefret bizim bir parçamızdır ve sonunda aleyhimize döner, ruhumuzu ve Öz saygımızı yok eder. İçimizde nefret olunca kendimizi koşulsuz sevmek zordur. Nefret elma sepetindeki çürük elmaya benzer. Onu sepetten çıkarmazsanız bütün elmaları çürütür.
Nasıl başa çıkabilirim?
Nefret ile başa çıkmanın en iyi yolu öfkeyi çözümlemek, ihtiyaçları karşılamak ve acıyı kabul etmektir. Nefret ettiğinizi kabul edin ve bu nefretten kurtulmaya çalışın. Zaman ve enerjinizi nefretinizi haklı çıkarmak veya nefret ettiğinizi reddetmek için harcamayın ve nefretinizle ilgili destek aramayın çünkü büyük ihtimalle bulursunuz.
• Bir şeyden ya da birisinden nefret etmek onu asla değiştirmez, ama sizi yıkıcı bir şekilde değiştirir.
• Nefret ettiğinize odaklanmayı bırakın ve dikkatinizi bir başka noktada toplayın.
• Nefreti oluşturan diğer duyguları araştırın. Nefretiniz ile ilgili üzüntüyü, kızgınlığı ve korkuyu algılayın. Bu duyguları kabul edin ama onları kontrol etmeye çalışmayın.
Unutmayın! Duygularınızı denetleyemezsiniz ama onları nasıl ifade ettiğinizi veya duygularınız sonucu nasıl davrandığınızı kontrol edebilirsiniz. Kabullenmek ve nefretten uzak durmak tüm olumsuzluğu değiştirmez ama bizim dünyamızı değiştirir.