MİNİMALİST YAŞAM FELSEFESİ

​İçinde bulunduğumuz modern çağ, hayatımıza birçok yenilik ve kolaylık katıyor. İstediğimiz ürüne, objeye, eşyaya ya da kıyafete erişim şansımızın olması bir süre sonra hayatlarımızda karmaşaya neden olabiliyor. Sadece rengini beğendiğimiz için aldığımız kıyafetler, ihtiyacımız olmasa da indirimde olduğu dönemde aldığımız ve belki de hayatımız boyunca kullanmayacağımız objeler, evin her yanını kaplayan ve artık depolama alanlarımıza dahi sığmayan eşyalar, biz fark etmeden zaman içerisinde hayatımızda bir yük haline geliyor.

İş Bankası blog olarak bu yazımızda, günümüz modern dünyasının sorunlarından biri olan karmaşayı, tüketim çılgınlığını ortadan kaldırmak ve yaşamda sadeleşmek isteyenlerin son dönemde çok sık bahsettikleri minimalizm akımını ve minimalist yaşam felsefesini merak ediyor.

1960’lı yıllardan beri dünya genelinde, üzerine daha çok konuşulan minimalizmin kökeni aslında Uzak Doğu felsefesine kadar dayanıyor. En genel haliyle, “Az tüketim, çok huzur.” olarak özetlenebilen minimalizm, yaşamda karmaşaya sebep olabilecek her şeyden uzaklaşma ve sadece gerçekten ihtiyacın olanlarla yetinme şeklinde tanımlanabilir.

Hayatınızda sadelik istiyorsanız ve hayatınızı yeni ve minimal bir düzende devam ettirmeye kararlıysanız, ilk olarak yeni bir şeyler satın alırken ihtiyacınızı daha dar tanımlayın. Alışveriş yapmadan da elinizdeki kıyafetler ya da eşyalar ile rahatlıkla idare edebildiğinizi fark ettiğinizde minimalist olma yolunda ilk adımı atmış olacaksınız.

Gardırobunuzda birçok kıyafet olduğunu ancak çoğu zaman bunların çok azını kullandığınızı düşünüyorsanız belki de sadeleşme vaktiniz gelmiştir. Kıyafetlerinizi, kombinler halinde yerleştirerek daha önce hiç kullanmadığınız yeni kıyafet kombinleri yaratabilir ve dolabınızdaki karmaşıklığın önüne geçebilirsiniz.

Bu arada, bir şekilde aldığınız ancak kullanmadığınız ya da çok az kullandığınız ancak sonradan hiç de size uygun olmadığınız fark ettiğiniz kıyafetlerinizi ayırarak ihtiyaç sahiplerine ulaştırabilirsiniz. Böylece hem fazlalıklarınızdan kurtulmuş hem de ihtiyacı olan kişilere yardım etmiş olursunuz.

Özellikle mutfağınızda fazla zaman geçirmeyen birisiyseniz ve mutfağınızda açtığınız her dolaptan hiç kullanmadığınız; tabaklar, bardaklar, tencereler çıkıyorsa mutfağınızı sadeleştirerek, harika bir ferahlama yaşayabilirsiniz.

Mutfakta çok zaman geçiren ve yemek yapmayı seven kişiler de zaman içerisinde ihtiyacı olmayan ya da aynı işlevi gören birçok araç – gereç biriktirebiliyor. Bu da bir süre sonra mutfakta aranılan eşyaların bulunmasını zorlaştırıyor ve boş bulunan her alanın fazla eşyalarla dolmasına sebep oluyor. Özellikle ufak mutfaklarda yoğun eşya bulunması yemek yapma sürecini oldukça zorlaştırabiliyor. Hayatınızı sadeleştirmeye kararlıysanız, mutfağınızı olabilecek en elverişli hale getirebilirsiniz. Yıllardır kenarda bekleyen tabaklarınız, hiç kullanmadığınız tencereleriniz ya da çok alan kaplayan ancak gözünüze eskisi kadar hoş görünmeyen biblo, tablo gibi dekorasyon ürünlerinden kurtularak mutfağınızı en minimal haline getirebilirsiniz.

Minimalizm, hayatta yük olan her şeyden kurtulmayı amaçlar. Yaşam alanlarınızı ya da giyim tarzınızı sadeleştirmenin yanında zihinsel olarak da hafiflemelisiniz.  Örneğin, hayatınızda uzun süredir ertelediğiniz ve üzerinizde yük olan konuların listesini yapabilir ve bunları gerçekçi bir bakış açısıyla değerlendirebilirsiniz. Artık eskisi kadar yapmayı istemediğiniz ya da harcayacağınız zamana değmeyeceğini düşündüğünüz konuları tamamen kafanızdan atabilir ve üzerinde ilerlemek istediğiniz konulara yoğunlaşabilirsiniz. Bu zihninizdeki yükten kurtulmanız ve gerçekten istediğiniz şeylere yönelmeniz anlamına gelir.