Sözlerine ekonomik verilerle başlayan Balıkesir Milletvekili Burak Dalgın, “Milli gelirimizin üçte biri, tek başına İstanbul’da. Yarısı, en büyük dört ilde. Üçte ikisi en büyük on ilde. Yani ülkemizin ekonomisi üç birimse; bir birimi İstanbul’da, bir birimi sonraki dokuz ilde, bir birimi de kalan 71 ilde! Allah korusun, İstanbul ve çevresinde yaşanacak bir afetin nelere mal olacağını düşünebiliyor musunuz?” dedi
“TÜRKİYE’NİN VERGİSİNİN YÜZDE 80’İNİ BEŞ VİLAYET ÖDÜYOR”
Dalgın, Ülkemizde sadece 13 il Türkiye ortalamasının üzerinde kişi başı milli gelire sahip. Geri kalan 68 il ortalamanın altında. Yani, ortalamadan daha zengin bir ile karşılık, ortalamadan daha yoksul beş ilimiz var! Hatta bunlardan biri de seçim bölgem Balıkesir. İki denize kıyısı bulunan, geniş ve bereketli arazilere sahip, turizmde ciddi yeri olan bir ilimiz dahi ortalamanın altında. İktisadi yoğunlaşmanın seviyesine bakın!” diye konuştu. Burak Dalgın, ekonominin dinamosunun hür teşebbüs olduğunu vurguladı. Dalgın, “Türkiye’nin en büyük 500 firmasının üçte ikisi sadece altı ilimizde: İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa, Kocaeli ve Gaziantep. Şirketlerin geri kalan üçte biri de diğer 75 vilayetimizde. Tüm bunların vergiye yansımaması mümkün mü? Türkiye’nin vergisinin yüzde 80’ini beş vilayet ödüyor. Yüzde 90’ını on vilayet. Kalan yüzde 10’unu 71 vilayet. Açık konuşalım. Böyle bir ortamda, sürdürülebilir bir mali yapıdan da, adil kamu yatırımlarından da, artan yerinden yönetimden de bahsetmek mümkün olmaz” dedi.
“TÜRKİYE’YE BİR TÜRKİYE DAHA İLAVE EDERİZ”
Dalgın, “Ülkemize bolluk, bereket ve zenginlik getirmenin yolu Anadolu’nun yıldız şehirleridir. Çok çeşitli kriterlerde hep ilk üç-beş sırada yer alan kentlerimizin hemen ardından gelen 15 kadar şehrimizin önünü açarsak, iktisadi olarak Türkiye’ye bir Türkiye daha ilave ederiz.” Dedi. Sözlerinde beş adımda yol haritasından bahseden Dalgın, “ülkemizdeki çeşitli bölgeleri çeşitliliği sağlayan ve toplam riskimizi azaltan bir kalkınma portföyü; Anadolu kaplanlarının prangalarını çözmeyi; pazara erişim, finansmana erişim, ve kurumsal kapasiteyi artırmayı; Merkezi idarenin yerel yönetimlerle, iş dünyasıyla, üniversitelerle ve yurtdışı organizasyonlarla işbirliği yapmasını ve son olarak esnek ve yaratıcı çözümlerin devlette çekinilmemesinden.” Dalgın, “Balıkesir’i Berlin ile, Konya’yı Köln ile, Diyarbakır’ı Düsseldorf ile yarışır hale getirirsek ‘Almanya bizi kıskanıyor’ avuntusuna sığınmamıza gerek kalmaz. Bunu başarırsak ‘gençlerimiz neden gitmek istiyor’ dememize gerek kalmaz Ülkemizin dört yanını şenlendirirsek, ‘yaprak döker bir yanımız, bir yanımız bahar bahçe‘ dememize gerek kalmaz.” Sözlerine son verdi. Haber Merkezi