Migren, toplumda çoğunlukla “şiddetli baş ağrısı” olarak bilinse de Prof. Dr. Burcu Örmeci’ye göre tablo bundan çok daha geniş. Örmeci, yayınladığı son videoda migrenin baş ağrısından ibaret olmadığını, birçok nörolojik belirtiyle birlikte görülebilen bir beyin damar hastalığı olduğunu söyledi.
“Migren bir hastalıktır; sadece baş ağrısı değildir”
Prof. Dr. Örmeci, migrenin çoğu kişi tarafından hafife alındığını belirterek şunları söyledi: “Migren bir baş ağrısı değil, baş ağrısının da içinde olduğu bir hastalıktır. Görme kaybı, baş dönmesi, göz hareketlerinde bozulma, karın ağrısı gibi birçok belirti migrenin parçası olabilir.”
Örmeci, özellikle vestibüler migren, retinal migren ve göz migreni gibi alt tiplerin toplumda yeterince bilinmediğini hatırlatarak migrenin çok farklı şekillerde ortaya çıkabileceğini vurguladı.
Migren Neden Kronikleşiyor? İşte En Büyük Hatalar
Örmeci, migrenin kronikleşmesinin nedenini hastaların yaptığı bazı temel hatalara bağladı:
- Ağrı kesicinin zamanında alınmaması
Migren atağı başladığında beyinde bir “inflamasyon zinciri” oluştuğunu belirten Örmeci:
“Ağrı kesici erken alınmazsa reaksiyon büyüyor ve ilaç artık işe yaramıyor. Çoğu kişi ‘hiçbir ağrı kesici bana iyi gelmiyor’ diyor; nedeni ilacı geç almaları.”
Basit bir parasetamolün bile erken dönemde migren atağını durdurabileceğini söyledi.
- “İlaç böbreğimi, karaciğerimi bozar” korkusu
Hastaların çoğunun gereksiz kaygılarla ağrı kesici kullanmaktan kaçındığını söyleyen Örmeci:
“Böbrekler ve karaciğer sandığınız kadar hassas değil. Bir ağrı kesici ile zarar görmezsiniz. Asıl zarar, tedavi edilmeyen migrenin yıllar içinde kronikleşmesidir.”
- Migreni tedavi etmeye çalışırken geri tepme etkisi
Geç kalınmış ağrılar yüzünden hastaların çok daha fazla ilaç kullanmak zorunda kaldığını söyleyen Örmeci, bunun da “ilaç kötü kullanım baş ağrısı”na yol açtığını belirtti. Yani:
“Hem ilaç almadan duramayan hem ilaç aldığında tam geçmeyen bir baş ağrısı kısır döngüsü başlıyor.”
Kronik Migren: Uykusuzluk, stres, depresyon… Hepsi birbirine bağlı
Örmeci, tedavi edilmeyen migrenin kişiyi zaman içinde kronik stres, uyku bozukluğu, kaygı, depresyon, sindirim problemleri, kas ve eklem ağrıları gibi çok daha geniş sorunlara sürüklediğini söyledi.
Migren Tedavisi: İlaçlar, botoks ve yaşam düzenlemeleri
Prof. Dr. Örmeci migren tedavisinin tek bir yöntemden oluşmadığını, farklı hastalara farklı tedavilerin uygulandığını anlattı:
✔ Migreni önleyici ilaçlar
Depresyon, epilepsi veya kalp ilaçlarının migren kontrolünde etkili olabildiğini söyledi.
“Doktorunuz bir antidepresan yazdı diye şaşırmayın. Bu bilimsel olarak migren tedavisinde kullanılan bir yöntem.”
✔ Migren botoksu
İlaç kullanmak istemeyen veya ilaçlardan yeterli yanıt alamayan hastalarda migren botoksunun önemli bir seçenek olduğunu belirtti.
✔ Yaşam tarzı düzenlemeleri
- Düzenli uyku
- Stres yönetimi
- Düzenli beslenme
- Tetikleyici yiyeceklerden kaçınma
Örmeci, bu önerilerin tedaviyi desteklediğini ancak tek başına yeterli olmadığını söyledi.
“En önemli nokta: Doğru tedaviye yanıt alındıktan sonra sürdürmek”
Migren tedavisinin süreklilik gerektirdiğini vurgulayan Örmeci: “Bazı hastalar ilaca başlıyor ama fayda görmediği hâlde aylarca devam ediyor. Oysa doğru ilaç daha ilk haftalarda belirti azaltmalıdır. Yanıt alınmayan tedavi sürdürülmez.” Yanıt alınan tedavilerin genellikle 6 ay ile 1,5 yıl arasında devam ettirildiğini söyledi.
Migrenle savaşmak yerine yönetmeyi öğrenin
Örmeci videoyu şu cümlelerle tamamladı: “Migreni yok etmeye değil, yönetmeye çalışın. Zamanında müdahale edilen ataklar hafifler, seyrekleşir ve yaşam kalitesi yükselir. Ama çok kronikleşmiş ağrılarda mutlaka profesyonel tedavi gerekir.”
Sıla SOLAKLAR VERİM