Birine mesaj attınız. Okundu. Ama saatler geçti, günler geçti… Hâlâ cevap yok. Siz içinizden türlü senaryolar yazarken, o kişi muhtemelen gayet sakin bir şekilde hayatına devam ediyor. Ve belki de bunu bilerek yapıyor. Çünkü yeni bir araştırmaya göre, mesajlara kasten geç cevap veren kişilerin egoist olma ihtimali oldukça yüksekmiş.
İşte şimdi işler değişiyor.
Artık sadece bir ‘yoğunluk’ ya da ‘unutkanlık’ meselesi değil bu. Bir güç gösterisi. “Senin zamanın benim zamanım kadar değerli değil” mesajı. Bu davranışın ardında yatan şeyse, araştırmalara göre oldukça tanıdık: Ego.
Dijital çağda birine anında ulaşmak mümkünken, bazı insanlar hâlâ ulaşılmaz olmayı seçiyor. Neden? Belki kontrolü ellerinde tutmak için. Belki de ilişkilerde dengeyi tek taraflı kurmak için. Cevap vermemek ya da bilerek geciktirmek, bir nevi “Ben senden daha önemliyim” demenin dijital versiyonu haline geliyor.
Ama asıl mesele şu: Bu küçük gibi görünen davranış, aslında kişinin karakteri hakkında çok şey söylüyor. Araştırmalar, bilinçli bir şekilde iletişimi geciktiren kişilerin, empati seviyelerinin daha düşük, benmerkezci düşünce yapılarının ise daha yüksek olduğunu ortaya koyuyor. Yani bu bir rastlantı değil. Bu, kurgulanmış bir sessizlik.
Tabii ki herkesin her an çevrimiçi olması beklenemez. Elbette bazen cevap veremeyiz, unuturuz, yoğun oluruz. Ama bu yazının konusu onlar değil. Bu yazının konusu, mesajınıza saniyeler içinde bakıp sonra saatlerce yok olanlar… Üstelik bunu alışkanlık haline getirenler.
Şunu unutmayalım: Gerçek ilgi, zamanında gelir. Gerçek saygı, cevapla başlar.
O yüzden bir dahaki sefere mesajınıza geç cevap gelirse, belki de o kişiyle ilgili düşüncelerinizi tekrar gözden geçirme vaktiniz gelmiş olabilir. Ve belki de, cevapsız mesajın asıl cevabı, cevabın kendisidir.