MÂTÜRÎDÎ’LİK + KUZEY MÜSLÜMANLARI (2)

Evrensel bilim adamları arasında yer aldığı sanılan, Wanberry ile İngiliz Casusu Lavrens’in izinin takipçisi olduğunu bildiğim, dünya insanlığının hele hele İslam Dünyasının yönetilmesi ve yönlendirilmesi ile sömürülmesi bağlamında İslam Dini ile Türk – İslam karşıtlarına uç duygu ve düşünceleri ile ideallerini aşılayan İngiliz Tarihçi ve Yazar, A. Toynbee’nin sözlerinin üzerinde tekrar kafa yormak geldi içimden. […]

MUHARREM OZDEMIR - Marmara Bölge: Balıkesir Son Dakika Haberleri ile Hava Durumu

Evrensel bilim adamları arasında yer aldığı sanılan, Wanberry ile İngiliz Casusu Lavrens’in izinin takipçisi olduğunu bildiğim, dünya insanlığının hele hele İslam Dünyasının yönetilmesi ve yönlendirilmesi ile sömürülmesi bağlamında İslam Dini ile Türk – İslam karşıtlarına uç duygu ve düşünceleri ile ideallerini aşılayan İngiliz Tarihçi ve Yazar, A. Toynbee’nin sözlerinin üzerinde tekrar kafa yormak geldi içimden. İngiliz Tarihçi – Yazar A. Toynbee 1960 yılında yazdığı bir kitabında şöyle diyor:

       “Güney Müslümanlığı; EŞ’ÂRİ’lik ( Kuzey Afrika’nın batısı Fas’tan Suudi Arabistan’a dâhil) bizim için tehlike olmaktan çıkmıştır. Bir şeyh satın alır, hepsini yönetirsiniz.

         Bizim için Kuzey Müslümanlığı, MÂTÜRÎDÎ’lik; (Viyana’dan Balkanlar ile İstanbul’dan Buhara’ya hatta Çin’e kadar Türk bölgesi) tehlikelidir. Bunlar bizimle (görünüşte) barışıktır. Ancak (o nedenle) her zaman (Bu günkü Türk Bölgesi içinden) (Gazi Mustafa Kemal) ATATÜRK gibi bir asi çıkabilir. Önlemi şimdiden alınmalıdır.” Sözlerini bir kez daha anımsatıp Ebu Mansur Muhammed El- Mâtürîdî kimdir? ve neyin nesidir? ile ne yapmış ve Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK’ümüzün İmam-ı Maturîdî ile düşünce ve icraat bağlantısı nedir? Birlikte irdeleyelim canlarım.

Ebu Mansur Muhammed El- Mâtürîdî (852 ? – 944), (Allah O’ndan razı olsun inşallah); Batı Türkistan’ın (bu günkü) Özbekistan bölgesinin Semerkant Şehri “Mâtürîd(t)” Nahiyesi’nde doğdu. Ailesi de oralı olduğundan “MÂTÜRÎDΔ lakabıyla tanınmıştır.  Doğum tarihi Hicri; 333 / Miladi: 944 kesin olarak belli olmamakla birlikte Hakk’a yürüyüşü Miladi: 944’dür. Medfun bulunduğu anıt kabri ise geçmişte Türk – İslam dünyasının hatta o zamanın dünyasının bilim merkezlerinden biri olan Semerkant Şehrinin Câherdîze mezarlığındadır ve de hala Türk dünyasının ziyaretgâhı konumundadır elhamdülillah. O kutsal beldelere Hacca ve Umre ziyaretine gidenler Özbek Türklerinin çokça kalabalık guruplar halinde geldiklerinin bir nedenini de pek ala anlayabilirler. Gittim, gördüm, tanış olup Özbeklerde az da olsa yaşadım…

Hanefi Fıkhı (Hukuku) ve Kelâm (İtikat ve İnanç, Konuşma ile Felsefe, Allah’ın Verdiği Akıl Nimetini Yerli Yerinde Kullanma vb.) bilgisini öğrenmek üzere Belh’li Nasr bin Yahyâ’dan dersler aldığı kesinlikle bilinmektedir. Türk asıllı olup; duygu ile düşünce ve fikirlerinin kaynağı olan ve 751 Talas Savaşı’ndan sonra Türklerin kitleler halinde İslam Dini’ni kabul edişleri sonrasında Türklerin yaşam ile inanç ve itikat ve de ibadet anlayışlarıyla tıpatıp örtüşen, itikat ile ibadet konularında benimsedikleri Hanefîlik (İmam-ı Âzam Ebu Hanîfe’nin yolu ile izi ve düşünceleri) inanç ile itikat ve davranışlarını Türkler arasında ve dahi Türklerin hâkim olduğu bölgelerdeki kitlelere yayma ve İslam Dini ile Peygamberi Muhammet Mustafa (sav.)’nın emir ve yasakları hususlarında ömrünü feda etmiştir. Bu nedenle beden ile yaşamını Türk ile Türk Dünyasının geleceği için adayan bir “BİLGE insan MÂTÜRÎDΔ yle, elde kalan son Türk Yurdu Anadolu Coğrafyasını yedi düvelin elinden kurtarmayı başarıp yaşam ile bilgi ve beceri ile çabalarını bu yolda harcayan Büyük Kurtarıcı ve Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK’ümüzün duygu ve düşünce ile ideal ve başarı bağlamındaki ülkü birliktelikleri ile damarlarında taşıdıkları asil kandan başka ne olabilir ki?

Ebu Mansur El– MÂTÜRÎDÎ’nin İmam-ı Âzam Ebu Hanîfe’nin Akait (İnançlar) sahasında kabul ettiği esaslar aynıdır. Maturîdî’nin görüşlerinin kaynağı, İmam-ı Âzam Ebu Hanîfe’nin İtikat’a dair düşünceleridir. Maturîdî, Ebu Hanîfe’nin görüş ile duygu ve düşüncelerini yeni usul ve delillerle açıklamış ve güçlendirmiştir. Ehl-i Sünnet Ve’l Cemaat görüşlerini İslam dünyasına fitne ile fesat yayıp kargaşa çıkaran ile Yahudi ile Hıristiyan itikat ile inançlarını süsleyerek İslam Dini’ndenmiş gibi göstermeye çalışan ve kan döken ile İslamları birbirine kırdıran Gayr-i Türk ile Gayr-i Müslimlerin ekmeğine yağ süren Mutezile’ciler ile Cebriye’cilerin görüş ve hücumlarına karşı, akıl ile mantık delilleriyle güçlü bir biçimde müdafaa etmiştir.

Türk asıllı İmam-ı Mâtürîdî, İslam Dini’ni Yüce Allah’(cc.)ın emrine, Hz. Peygamber Muhammet Mustafa’(sav.)nın sünnetine en uygun ve yakın bir şekilde anlama ve anlatma; O’nu aykırı düşüncelere karşı savunma yolundaki hizmet ve başarısından dolayı taraftarlarında “Âlemü’l- Hüdâ = Hidayet Sancağı”, “İmâmü’l- Hüdâ = Hidayet Önderi”, “İmâmü’l- Mütekellimîn = Kelam Bilginlerinin Lideri” gibi sıfatlarla anılmıştır. Ve bu bağlamda İtilaf Devletlerinin yıllardır hazırladıkları gizli ve aşikâr planları gereği Devlet-i Osmanî merkezi İstanbul dâhil işgal edilip parçalanmış ve yok edilmiş ile tarihin derinliklerine gömülmüş,  kokuşmuş ve yozlaştırılmış ile çıkar ve menfaat sağlamak için yaşatılan Saltanat ile Halifelik kurumları Milli Mücadelemizden sonra ortadan kaldırılarak Türkiye Cumhuriyeti ile Diyanet İşleri Başkanlığı’nı kurduran ve de Ebu Mansur ElMÂTÜRÎDÎden ilham alan Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK’ümüzün; Avrupalıların bile dikkatini çeken duygu ile düşünce ve icraatlarındaki ortak noktalarının bir kısmını sizlerle paylaştığımı düşünüyorum.

 

 

Exit mobile version