Prof. Dr. Yavuz Yörükoğlu, insanların evrimsel olarak omnivor yani hem bitkisel hem hayvansal gıdaları sindirebilen canlılar olduğunu vurguluyor. İnsanların diş yapısının hem kesici hem öğütücü dişleri barındırması da bunu destekliyor. Ancak bu gerçek, sınırsız ve kontrolsüz et tüketiminin sağlıklı olduğu anlamına gelmiyor.
Amino Asitler ve Hayvansal Proteinin Rolü
Hayvansal proteinler tüketildiğinde vücutta amino asitlere dönüşüyor. Bu amino asitler enerji değil; doku onarımı, hormon üretimi ve enzim fonksiyonlarında görev alıyor. Prof. Dr. Yavuz Yörükoğlu, özellikle büyüme çağındaki bireyler için hayvansal proteinin önemini vurgularken, erişkinlerde bu ihtiyacın dramatik biçimde azaldığını belirtiyor.

Ne Kadar Et Yeterli?
Bilimsel kuruluşlar, kilogram başına 0.8 gram protein öneriyor. Yörükoğlu, “Hadi biz kebap ülkesiyiz” diyerek kilogram başına 1 gramla hesap yapıldığında 75 kg bir bireyin günde 75 gram protein almasının yeterli olduğunu söylüyor. Bu da sadece 250 gram kırmızı ete denk geliyor. Ancak bu hesapta yoğurt, yumurta ve peynir gibi diğer protein kaynaklarının da dikkate alınması gerekiyor.
Bitkisel Protein de Şart
Prof. Dr. Yavuz Yörükoğlu, protein ihtiyacının yalnızca hayvansal kaynaklardan karşılanmaması gerektiğini vurguluyor. Günlük proteinin yarısı bitkisel kaynaklı olmalı. Mercimek, nohut, mantar, brokoli ve kuruyemişler bu dengeyi sağlamak için ideal.
Fazla Et Tüketiminin Zararları Neler?
Aşırı protein tüketiminin vücutta amino asit fazlalığına yol açtığını belirten Yörükoğlu, bu fazlalığın karaciğer tarafından keton cisimciklerine, üreye ve en önemlisi ürik aside dönüştürüldüğünü söylüyor. Ürik asit yüksekliği ise gut hastalığı, hipertansiyon, şeker ve kalp-damar hastalıkları için ciddi risk faktörü.

Et ve Kanser Arasındaki Bağlantı
Etin fazla tüketilmesi tek başına tehlike yaratmazken, yüksek ısıda pişirme yöntemleri ciddi risk oluşturuyor. Mangalda veya ızgarada pişirilen etlerde oluşan heterosiklik aminler ve polisiklik aromatik hidrokarbonlar, Prof. Dr. Yavuz Yörükoğlu’na göre 1. sınıf kanserojen maddeler arasında. Bu maddeler özellikle bağırsak, mide ve yemek borusu kanserleri ile ilişkilendirilmiş.
Kolesterol Meselesi: Makul Olmak Şart
Yörükoğlu, kolesterol konusunda da denge vurgusu yapıyor. Makul ölçülerde et tüketiminin kolesterol seviyesini dramatik şekilde etkilemediğini ancak fazlasının diğer zararlı etkilerle birleşerek kalp-damar hastalıklarına yol açabileceğini söylüyor.
İşlenmiş Etler Çok Daha Tehlikeli
Prof. Dr. Yavuz Yörükoğlu’na göre, sucuk, salam, sosis gibi işlenmiş et ürünleri doğrudan etten çok daha zararlı. Bu ürünlerde kanserojen madde oluşumu çok daha yüksek ve sağlık açısından ciddi riskler barındırıyor.
Büşranur AKDAĞ

