Bazı ilişkiler vardır, kan bağına rağmen dostluktan çok daha fazlasını taşır. Kız kardeşlik, işte tam olarak böyle bir şey… Bilim dünyası da artık bunu söylüyor: Kız kardeşi olan insanlar, daha mutlu, daha pozitif ve duygularını daha iyi yönetebiliyor.
Yapılan araştırmalar, özellikle çocukluk döneminde kız kardeşi olan bireylerin iyimserlik düzeyinin daha yüksek, depresyona yatkınlıklarının ise daha düşük olduğunu ortaya koyuyor. Çünkü kız kardeş, sadece bir kardeş değil; çoğu zaman bir sırdaş, bir destekçi, bir “duygusal tampon” görevi görüyor.
Peki neden böyle?
Çünkü kız kardeşler, evin duygusal nabzını en çok tutan kişilerdir. Ailede yaşanan krizlerde çoğu zaman ilk sarılan, ilk teselli eden, ilk omuz olan onlardır. Kardeşler arası çatışmalar olsa da, kız kardeşler genellikle affetmeye daha meyilli, empati kurmaya daha yatkındır. Bu da, diğer aile bireylerini duygusal olarak dengeleyen bir unsur olur.
Ben de bir kız kardeşe sahip biri olarak bunu tüm kalbimle onaylıyorum. Kimi zaman annemin yerini dolduran bir merhametle, kimi zaman bir arkadaş gibi beni güldüren muzipliğiyle hayatıma hep renk kattı. Beni ben yapan bazı yönlerimin temelinde onun varlığı var.
Bu yüzden kız kardeşi olanlara sesleniyorum:
Kız kardeşinizi arayın, halini hatırını sorun, kavgalıysanız barışın. Çünkü onun varlığı, hayatınızdaki en güçlü duygusal panzehir olabilir.
Ve kız kardeşi olmayanlara… Belki bir arkadaşınız, belki bir kuzeniniz, belki kendiniz seçtiğiniz biri aynı sıcaklığı taşıyordur. Önemli olan, o bağı kurabilmekte.
Unutmayın, mutluluğun bilimsel bir kaynağı daha var artık: Kız kardeş sevgisi.