Kazdağları’nın eteklerine yaslanmış, gözlerden uzak bir cennet gibi durur Yaylaönü… Edremit’in en huzurlu köşelerinden biri olan bu doğa harikası mahalle, doğayla baş başa kalmak isteyen gezginlerin radarına girmeye başladı. Beton binaların ve şehir gürültüsünün çok ötesinde, burada zaman yavaş akar. Kuş sesleriyle uyanmak, zeytin ağaçlarının arasında yürümek ve toprağın kokusunu içine çekmek Yaylaönü’nde sıradan bir gündür.
Yaylaönü’ne adım atan herkes önce bir sessizliğe şaşırır, ardından bu huzurun içinde kendi iç sesini duymaya başlar. Baharda çiçeklerin renk şöleniyle donanan yollar, yazın mis gibi zeytin kokusuyla sarar etrafınızı. Hele sabahın ilk ışıkları Kazdağları’nın tepelerinden süzülüp Yaylaönü’ne dokunduğunda, doğanın ne kadar cömert olabileceğini bir kez daha anlarsınız.
Bu bölge, sadece doğa severlerin değil, fotoğraf tutkunlarının da uğrak noktası. Her adımda ayrı bir manzara, her köşe başında ayrı bir ışık oyunuyla karşılaşırsınız. Gün batımında zeytinliklerin arasından süzülen turuncu ışık, şehre dönmek istemeyenleri daha da buraya bağlar.
Yaylaönü; gürültüden, kalabalıktan ve hızdan yorulanların sığınağı… Ne bir tatil beldesi kadar kalabalık, ne de bir dağ köyü kadar uzak. Tam kıvamında bir doğallık, içtenlik ve sadelik… Kendi huzurunu arayan herkesin mutlaka bir gün yolunun düşmesi gereken yerlerden biri.
Yaylaönü, Edremit’in gözlerden uzak kalmış hazinesi… Şehirden kaçmak, doğaya kavuşmak ve içini dinlemek isteyen herkes için hazır bekliyor.
Şefiye YILDIRIM