Toros Dağları’nın eteklerinde, Akdeniz’in mavisine bakan uçsuz bucaksız bir huzur vadisi… Faralya Koyu, Fethiye’nin kalabalıktan uzak, doğayla baş başa kalmak isteyenlere sunduğu büyüleyici bir kaçış noktası.

Doğanın Kalbine Açılan Bir Kapı
Faralya, resmi adıyla Uzunyurt, aslında sadece bir köy değil; doğanın her köşesinden fısıldadığı bir dinginlik manifestosu. Ölüdeniz’e sadece birkaç kilometre uzaklıkta olmasına rağmen, burada zaman sanki başka bir ritimle akıyor. Yüksek tepelerden denize doğru uzanan manzaralar, ziyaretçilerine adeta bir kartpostaldan çıkmış gibi hissettiriyor.
Göz Alabildiğine Manzara
Faralya’nın en büyüleyici yanlarından biri hiç şüphesiz ki Kelebekler Vadisi’ne yukarıdan bakan manzarası. 350 metrelik sarp kayalıkların ardından görülen bu eşsiz vadi, doğanın bütün inceliğini tek bir karede sunuyor. Sabahın ilk ışıklarıyla vadiden yükselen sis, manzaraya mistik bir hava katıyor.

Sessizlik ve Huzurun Evi
Faralya, sessizliğin hüküm sürdüğü bir yer. Gece olduğunda gökyüzü yıldızlarla dolarken, tek duyulan ses cırcır böceklerinin narin ezgileri oluyor. Gündüzleri ise rüzgarın ağaç yapraklarında dolaşan melodisi ve uzaktan gelen dalga sesleri insanın ruhuna işliyor.
Doğaseverler İçin Bir Cennet
Likya Yolu’nun üzerinde yer alması, Faralya’yı doğa yürüyüşçüleri için ideal bir rota haline getiriyor. Kabak Koyu’na uzanan patikalar, hem fiziksel bir deneyim sunuyor hem de her adımda karşılaşılan doğal güzelliklerle ruhu doyuruyor. Bu bölge, yürüyüşçüler kadar kamp severlerin de gözdesi.

Mavinin ve Yeşilin Aşkı: Kabak Koyu
Faralya’dan sadece kısa bir yürüyüş mesafesinde bulunan Kabak Koyu, berrak denizi, geniş kumsalı ve çam ormanlarıyla çevrili yapısıyla Akdeniz’in en el değmemiş köşelerinden biri. Burada yüzmek, sadece serinlemek değil, doğayla bütünleşmek anlamına geliyor.
Sıcak İnsanlar, Samimi Konaklama
Faralya’da büyük oteller yok, zincir tesisler yok. Onun yerine doğayla uyum içinde yapılmış küçük pansiyonlar, bungalovlar ve butik oteller var. Sahipleriyle tanışıyor, hikâyelerini dinliyor ve sıcacık sohbetlerin bir parçası oluyorsunuz. Bu köyde herkes sizi misafir değil, komşu gibi görüyor.

Zamanın Durduğu Yer
Faralya’da kaldığınız birkaç gün içinde fark ediyorsunuz ki, burada zaman başka bir akışta ilerliyor. Gün doğumları bir seremoni, gün batımlarıysa bir vedanın şiiri gibi yaşanıyor. Ne telefon çalıyor ne de bildirimler akıyor. Sadece siz, doğa ve o sonsuz huzur…
Faralya, Kaçmak İçin Değil, Gerçekten Uyanmak İçin Gidilen Bir Yer
Faralya Koyu, kalabalık rotalardan sıkılanlar için sadece bir alternatif değil, bir yeniden doğuş. Hangi mevsimde giderseniz gidin, burası size kendinizi yeniden keşfettirecek. Her dönemeçte ayrı bir manzara, her patikada ayrı bir hikâye var. Ve bu hikâyenin bir yerinde sizin adınız da geçecek.
Sıla Solaklar VERİM