İsrail’in Gözünü Diktiği “VAAD EDİLMİŞ TOPRAKLAR” Neresi? Kur’an Her Şeyi Açıklıyor!

Ortadoğu’da gerilimi derinleştiren “Vaat Edilmiş Topraklar” iddiası, sadece siyasi değil, dini bir tartışmanın da merkezinde yer alıyor. Kur’an-ı Kerim’in bu konudaki tutumu ise, İsrail’in yayılmacı politikalarına net bir cevap niteliğinde.

Bir alt baslik ekleyin 2025 11 05T180203.935 - Marmara Bölge Gazetesi

İsrail, tarih boyunca “vadedilmiş topraklar” söylemini hem dini hem de siyasi bir araç olarak kullandı. Tevrat’ta yer alan bazı ayetleri dayanak göstererek bu düşünceyi meşrulaştırmaya çalışan İsrail yönetimleri, Filistin başta olmak üzere çevre ülkelerdeki toprakları da “tanrısal hak” olarak görme eğiliminde oldu.

Bu anlayış, zamanla siyasi bir genişleme aracı haline gelirken, bölgedeki istikrarsızlık ve çatışmaların da en önemli sebeplerinden biri olarak öne çıktı. Askerî operasyonlar, işgaller ve sivil kayıplarla dolu yıllar, dinî metinlerin siyasi emeller uğruna nasıl çarpıtılabileceğini açıkça ortaya koydu.

Kur’an, “İlahi Hak” İddiasını Reddediyor

Kur’an-ı Kerim’e göre hiçbir topluluk yeryüzünde ebedî mülkiyet hakkına sahip değildir. Enbiya Suresi 105. ayette geçen “Yeryüzüne salih kullarım varis olacaktır” ifadesi, toprağın ve mülkün yalnızca adil, dürüst ve doğru yolda olanlara ait olabileceğini vurgular.

Bu bakış açısına göre, İsrail’in “ilahi hak” iddiası geçersizdir. Kur’an, toprakların belli bir ırka değil, adaletli insanlara ait olacağını bildirir. Dolayısıyla “Tanrı sadece İsrailoğullarına toprak verdi” anlayışı, İslam inancına göre asılsızdır.

Ekran goruntusu 2025 11 05 175016 - Marmara Bölge Gazetesi

Tevrat’taki Vaadin Siyasi Tahrifi

“Vaat edilmiş topraklar” düşüncesi, Tevrat’ın Tekvin 15:18 ve Çıkış 23:31 ayetlerinde yer alan ifadelerden kaynaklanıyor. Bu bölümlerde Tanrı’nın Hz. İbrahim’in soyuna “Mısır Irmağı’ndan Fırat’a kadar” olan toprakları vaat ettiği belirtilir.

Ancak bu vaat, tarihsel bir dönemle sınırlı olup, modern dönemdeki sürekli mülkiyet iddialarını desteklemez. Buna rağmen İsrail yönetimleri bu ayetleri tahrif ederek, günümüzdeki saldırgan politikalarına dini dayanak oluşturmaya çalışıyor. Kur’an ise Bakara Suresi 79. ayetinde, “Kitabı elleriyle yazıp ‘Bu Allah katındandır’ diyenlere yazıklar olsun” buyurarak bu tür tahrifleri açıkça reddediyor.

İsrail’e Göre “Vaat Edilmiş Topraklar” Nereleri Kapsıyor?

Bazı dini ve siyasi yorumlara göre İsrail’in “vadedilmiş topraklar” anlayışı sadece Filistin’i değil, Ortadoğu’nun geniş bir kısmını içine alıyor. Bu sınırlar arasında şu ülkeler gösteriliyor:

Bu tablo, İsrail’in tarih boyunca hedeflediği jeopolitik alanın ne kadar geniş olduğunu ve bölgedeki birçok ülkeyi doğrudan etkilediğini gösteriyor.

Ekran goruntusu 2025 11 05 175027 - Marmara Bölge Gazetesi

Erdoğan’dan Net Mesaj: “Hezeyan Hezimetle Son Bulacak”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, geçtiğimiz yıl yaptığı açıklamada İsrail’in “vadedilmiş topraklar” hayaline sert tepki göstermişti. Erdoğan, şu ifadeleri kullanmıştı: “Açık ve net söylüyorum. Vadedilmiş topraklar hezeyanının varacağı yer büyük bir hüsran ve hezimet olacaktır.”

Bu açıklama, Türkiye’nin bölgede barıştan yana tavrını ve İsrail’in yayılmacı hedeflerine karşı duruşunu bir kez daha ortaya koydu.

Gerçek Vaadin Sahibi Adalettir

Ortadoğu’daki kaosun temelinde, kutsal metinlerin siyasi çıkarlar için tahrif edilmesi yatıyor. Kur’an’ın açık mesajı ise şudur: Hiçbir topluluk, hiçbir ırk ya da devlet yeryüzünün ebedî sahibi değildir. Toprak, yalnızca adaletin, merhametin ve barışın hüküm sürdüğü ellerde kalıcı olur.

Haber Merkezi

Exit mobile version