İnternetin geldiği noktada, anonimlik hakkı büyük bir tartışma konusu haline gelmiş durumda. 1990’ların sonlarından itibaren internetin anonim bir ortam olarak kullanılma felsefesi, özellikle kişisel veri güvenliği ve mahremiyetin korunması açısından önemli bir temel hak olarak kabul ediliyordu. Ancak son yıllarda özellikle ABD ve İngiltere’de, yetişkin içerikli web sitelerine girişte kimlik doğrulama zorunluluğu getirilmesiyle bu tartışmalar yeniden alevlendi.
ABD’nin Teksas eyaletinde kabul edilen yasalar, kimlik doğrulama ve yüz tanıma verileri gibi yöntemlerle kullanıcıların yaşını belirleyerek çocukların erişimini engellemeye yönelik adımlar atmayı amaçlıyor. Bu yasalar, anonim olma hakkının yok sayılmasına neden olabilir. Dünya çapında anonimlik, kişisel güvenliğin sağlanması ve ifade özgürlüğü açısından korunan bir hak olarak kabul edilmekte. Ancak son yıllarda, sosyal medya platformlarının “gerçek isim” politikalarıyla anonimlik daha da kısıtlanmış durumda.
Günümüzde, anonim olarak internet kullanımı, özellikle sosyal medya ve çeşitli çevrimiçi platformlarda giderek zorlaşıyor. 2012 yılında Facebook‘un “gerçek isim” politikası başlattığı dönemde, anonim hesapların oluşturulması daha da zorlaştırılmıştı. Bu uygulamalar, internetin başlangıç felsefesiyle çelişiyor. Anonim olma hakkı, Bern Sözleşmesi ve Birleşmiş Milletler görüşlerine göre telif haklarıyla sınırlı olsa da internet özelinde, anonim bir şekilde içerik oluşturma hakkı hala korunuyor. Ancak son yıllarda yaş doğrulama sistemleri ve kimlik doğrulama süreçleri, bu hakkı tehdit etmeye başlamış durumda.
Yaş doğrulama sistemleri, mobil operatör verisi, kredi kartı bilgisi, kimlik taramaları ve yüz tanıma gibi teknolojilerle gerçekleştirilebiliyor. Ancak bu yöntemler güvenilirlik açısından büyük soru işaretleri barındırıyor. Özellikle, yüz tanıma sistemlerinde yüksek hata oranları ve veri sızıntısı riskleri bulunuyor. Kimlik hırsızlığı ve kişisel verilerin kötüye kullanımı, gelişmiş doğrulama sistemlerine rağmen hala geçerli tehditler arasında.
Kimlik doğrulama uygulamalarının, gelecekte sosyal medya platformlarına da sıçrayabileceği öne sürülüyor. Özellikle ABD ve İngiltere’de, TikTok yasağı veya reşit olmayanlara sosyal medya platformlarında kısıtlamalar getirilmesi tartışmaları devam ediyor. Bu tür kısıtlamaların, ileride Facebook, Instagram, ve YouTube gibi platformları da kapsayabileceği ifade ediliyor. Eğer bu tür düzenlemeler hayata geçerse, 18 yaş altı kullanıcılar için kimlik kartı ibrazı zorunlu hale gelebilir.
Bu süreç, sosyal medyada ifade özgürlüğü üzerinde kısıtlamalara yol açabilir. Ayrıca, internetin anonimlik ve özgürlük anlayışı büyük ölçüde zarar görebilir. Küresel aktörler ve yerel yasalara uyum sağlamak zorunda kalan platformlar, zamanla daha katı yasaklar ve kısıtlamalarla karşılaşabilir. Bu da kullanıcıların daha karanlık internet alanlarına yönelmesine neden olabilir.
Yaş doğrulama sistemleri, kullanıcının kimlik bilgilerini gerektiriyor ve bu durum, kullanıcıların hangi platformlara güvenerek kimlik bilgilerini paylaşacakları konusunda soru işaretleri yaratıyor. Avukat Nihan Güneli, yaş doğrulama sistemlerinin güvenliğini sorgularken, kişisel verilerin sızdırılması ve bu verilerin kötüye kullanılma ihtimalinin arttığını belirtiyor. Ayrıca, kullanıcıların kimlik bilgilerini verdiği kurumları ve platformları denetlemeleri de zorlaşıyor.
Güneli, anonimliği tamamen devre dışı bırakacak sistemlerin, ifade özgürlüğüne doğrudan zarar verdiğini vurguluyor. Bu tür sistemler, özgür ifade ve özel hayatın gizliliği üzerinde büyük tehditler oluşturabilir.
HABER MERKEZİ
Kaynak: Ekonomim