Bursa Eczacılar Odası Başkanı Okan Şahin, ülkedeki ilaç tedariği sıkıntısı ve ilaç sektöründeki problemler hakkında Herkes Duysun’a açıklamalarda bulundu.İlminur ATÇI / HERKES DUYSUN
Bursa Eczacılar Odası Başkanı Okan Şahin, ülkedeki ilaç tedariği sıkıntısı ve ilaç sektöründeki problemler hakkında Herkes Duysun’a açıklamalarda bulundu.
İlaçların Türkiye’deki yokluk oranlarını devamlı takip ettiklerini belirten Şahin, “Birkaç ay önce, Kasım sonu Aralık başında ilaç yoklukları %35 seviyesine kadar çıkmıştı. Şu anda ise oranlar biraz daha düşük, ila bandında. Normalde, herkesin sıkıntısız ilaç yokluğu hissetmediği oran %3 ila %5’tir. Bu oranlar sürekli değişir, çünkü sürekli aynı ilaçlar mevcut değildir. Ancak şu anda ila seviyesinde ilerliyoruz.” dedi.
“ÜLKEMİZE İLAÇ GETİRMEK İSTEMİYORLAR”
Piyasada olmayan ilaçların genelde antibiyotikler ve bazı grip ilaçları olduğunu vurgulayan Şahin, “Bu ilaçların tedarikinde ve üretiminde sıkıntılar olduğu görülüyor ve bu da sektörü ciddi anlamda etkiliyor. Özellikle yurtdışından gelen ithal ilaçlarda, bazı firmaların maalesef ülkemizdeki Euro kuru sebebiyle artık ülkemize ilaç getirmekten imtina ettikleri görülüyor. Bazı yabancı firmalar bu kur sebebiyle ülkemize ilaç getirmekte zorlanıyorlar. Biz bu firmalarla sürekli görüşmeler yapıyoruz ve bu ilaç sıkıntılarıyla ilgili dolaylı olarak şunu söylemeye çalışıyorlar: Yurtdışında genelde, bir ilaç ham maddesi tedariğinde sıkıntı var. Covid sonrası tedarik zincirleri kırıldığı için bu globaldeki sıkıntı bizleri de etkiliyor. İlaç firmaları da belirli önceliklendirmeler yapmaya başlıyorlar. Bu önceliklendirmede ilaç firmaları şu noktaya geliyor: İşte ben yurtdışında Avrupa’da başka ülkelerde 1 kutu sattığımla Türkiye’de bazı ilaçlarda 10 kutu sattığında üretimde ve etken madde tedariğinde sıkıntılar olduğu için aynı karı elde etmek için ülkemizi tercih etmiyor bazı firmalar. Avrupa’daki daha yüksek fiyat veren ülkelere bu ilaçları sevkiyat yapıyorlar. Tabii bu ciddi bir sıkıntı.
Hatta daha da ileri gittiğimizde bazı ilaç firmaları özellikle yeni teknolojik ilaç dediğimiz tarzdaki üretimlerde yurt dışındaki ülkeleri tercih ediyorlar ve ülkemizden ruhsat dahi almıyorlar. Ruhsat başvurusu bile yapmıyorlar. Bu ilaçlar artık öyle bir noktaya geldi ki Türkiye ilaç pazarının ‘u kadar ilaç bunlar ve bu ilaçlar Türk Eczacılar Birliği ve Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından Türkiye’de ruhsatı olmayan ilaçlar statüsünde getiriliyor.” şeklinde konuştu.
“BİR MAĞDURİYET DE SÖZ KONUSU”
Şahin geçtiğimiz günlerde, Türkiye’de ruhsatı olmayan ama yurtdışından gelen bazı ilaçların sahte olduğunun basına yansıdığını hatırlattı ve “Sağlık Bakanlığı da bununla ilgili bazı düzenlemeler yaptı. Bu düzenlemeler neticesinde yurtdışından getirilen Türkiye’de ruhsatı olmayan ürünlerin her birinden numune alınarak belirli tahliller ve koşulların sağlanması gerektiği çalışması yapıldı. Tabii bu yönetmelik değişikliği çok hızlı olduğu için maalesef bu ürünlerle ilgili tedarik sıkıntısı başladı. Özellikle burada belirli bağımlılıkta kullanılan ilaçlar ve belirli kanser ilaçları bulunuyor. Bu ilaçlar ucuz ilaçlar da değil. En ucuzu 10 bin TL, 15 bin TL olan ilaçlar. İçinde 1 milyon TL olan ilaçlar da bulunuyor. Bu ilaçların tedarikinde son günlerde ciddi anlamda hastalardan çok fazla şikayetler geliyor. Bu kriterlerin altyapısı oluşturulmadan hızlıca geçildiği için buna bu tarz bir mağduriyet de söz konusu. Türkiye’de ruhsatı bulunmayan ancak SGK ve Türk Eczaacılar Birliği kanalıyla getirilen ilaçlarda da ciddi bir hasta mağduriyeti söz konusu.” ifadelerini kullandı.
“ÜLKEMİZDE ÜRETİLEN İLAÇLARIN ORAN DÜŞÜK”
Bugün dünyada en büyük ilaç etken madde ve yardımcı madde üreticilerinin Çin ve Hindistan olduğunun altını çizen Şahin, “Ülkemize de bu ülkelerden ciddi miktarda ham madde gelmektedir ve ülkemizde üretim noktasında birleştirme yapılmaktadır. Bugün Türkiye’de ilaç pazarının neredeyse yarısı ithal, yarısı ise ülkemizde üretilen ilaçlar olarak gözükmektedir. Ancak tamamen ülkemizde üretilen ilaçların oranı ‘u bile geçmemektedir. Geri kalan fark, yurt dışından getirilen maddelerin birleştirilmesi, bir araya getirilmesiyle oluşmaktadır. Burada ilaç firmalarının yaptıklarına da bakmak gerekmektedir. Bütün dünyada nasıl bir yöntem belirleniyor, ne oluyor, ne bitiyor diye. Bir ilaç firmasının ARGE’ye yeni bir ilaç bulmaya ayırdığı bütçe yaklaşık 2 milyar dolar civarındadır. Bir tane özellikli bir ilacın bulunması için 2 milyar dolar harcanması demektir. Doları 20 TL’den baz alırsak, bu yaklaşık 40 milyar TL’ye denk gelir ki Türkiye’de bu bütçeyi ayıracak hiçbir firma yok. Ama yurtdışındaki firmalar 2 milyar dolar bütçe ayırıyor, daha sonra ruhsatlandırıp tüm dünyada yaklaşık 5 milyar dolarlık ciro yapıyor. Ama maalesef bu bütçelere devlet desteği olmadığı sürece veya belirli projelerde olduğu gibi bir güç birliği yapılmadığı sürece Türkiye bu büyük üreticilerle baş edebilecek noktada olamaz. Burada en güzel örnek, TOGG’da yapılan. Özel sektör ve devletin desteği ile ilaçta ciddi bir araştırma geliştirme ve üretim hamlesi yapılabilir diye düşünüyorum.
“SAĞLIKTA ŞİDDET İLE İLGİLİ HABERLER DUYMAK İSTEMİYORUZ”
Bursa Eczacılar Odası Başkanı Okan Şahin son zamanlarda basına yansıyan sağlıkta şiddet haberlerinden ciddi derecede rahatsız olduğunu belirtti ve şöyle konuştu;
“Maalesef bu noktada üzgünüz, çünkü bizler özellikle COVID döneminde çok emek verdik. İnsanların hastalardan kaçtığı dönemde o hastalara sağlık hizmeti vermeye çalıştık. Bu noktada da ciddi bir emeğimiz olduğunu düşünüyorum. Bundan sonra da birçok hastalıkta bu emeği vermeye devam edeceğiz. Ancak vatandaşlarımızın sağlık çalışanlarına karşı biraz daha anlayışlı, biraz daha hoşgörülü olmasını istiyoruz. Sağlıkta şiddet ile ilgili haberler duymak istemiyoruz.”
Kaynak: igf