Hukukçulara Sorduk; Türkiye’de Ceza İnfaz Sistemi Yetersiz Mi?

Son dönemde yaşanan vahşi kadın cinayetleri ve suç vakaları, Türkiye’nin ceza infaz sistemindeki sorunları tekrar gündeme taşıdı. İstanbul’da 19 yaşındaki Semih Çelik’in iki kadını vahşice öldürmesi ve şehit polis memuru Şeyda Yılmaz’ın bir suç makinesi tarafından katledilmesi, toplumda büyük bir infial yaratırken, gözler ceza ve infaz sistemindeki eksikliklere çevrildi.

WhatsApp Image 2024 10 07 at 16.41.24 - Marmara Bölge: Balıkesir Son Dakika Haberleri ile Hava Durumu

Psikiyatrik tedavi geçmişi olan ve suça meyilli kişilerin serbest bırakılması, hukuk çevrelerinde ve kamuoyunda tartışmalara yol açtı. Uzmanlar, cezaların uygulanmasındaki aksaklıklar ve suçluların rehabilitasyonu konusunda ciddi reformlar yapılması gerektiğini vurguluyor.

“CEZALAR ETKİN ŞEKİLDE İNFAZ EDİLMELİ

İstanbul Bilgi Üniversitesi Ceza ve Ceza Muhakemesi Hukuku Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Adem Sözüer, suçun önlenmesinde en önemli unsurun cezanın ağırlığı değil, cezanın gerektiği gibi infaz edilmesi olduğunu belirtti. Sözüer, “Kasten yaralama, kadına karşı şiddet ve sağlık personeline karşı şiddet suçları gibi bazı suçlar katalog suçlar kapsamına alındı ve bu suçlar için tutuklama yasağı bulunmuyor. Ancak bu cezalar etkin bir şekilde uygulanmadığında caydırıcılığı kaybediyor” dedi.

Türkiye’de af uygulamalarına rağmen cezaevlerindeki hükümlü ve tutuklu sayısının 300 binin üzerinde olduğuna dikkat çeken Sözüer, Türkiye’nin bu alanda Avrupa’da ilk sırada, dünyada ise ilk beş ülke arasında yer aldığını belirtti. Sözüer, ceza infaz sisteminin geçici maddelerle labirente dönüştüğünü ve sistemin etkin bir şekilde uygulanması için kapsamlı değişikliklerin yapılması gerektiğini vurguladı.

ŞARTLA SALIVERME AMACINA UYGUN HALE GETİRİLMELİ

Sözüer, ceza infazında yapılan en büyük hatalardan birinin şartla salıverme sürecinde yaşandığını belirtti. “Hapis cezası verilen kişinin, cezaevinde gerçekten iyi halli olduğu ve denetimli serbestliği hak ettiği tespit edilirse ancak o zaman şartla salıverilmesi mümkün olmalıdır. Şu anki durumda peşinen belirlenen şartla salıverme süresi, infazdan önce belli oluyor ve bu da sistemin amacına uygun işlemesini engelliyor” şeklinde konuştu.

“TEHLİKELİ AKIL HASTALARI İÇİN YÜKSEK GÜVENLİKLİ PSİKİYATRİ HASTANELERİ YAYGINLAŞTIRILMALI”

Özellikle cinsel suçlar ve şiddet suçları konusunda elektronik kelepçe gibi teknik kontrol sistemlerinin daha etkin kullanılması gerektiğini savunan Sözüer, şiddet eğilimi gösteren kişilerin düzenli olarak takip edilmesi gerektiğini ifade etti. Tehlikeli akıl hastalarına özgü yüksek güvenlikli psikiyatri hastanelerinin sayısının artırılması gerektiğini belirten Sözüer, bu tür hastaların cezaevinde veya normal hastanelerde tutulmasının riskli olduğuna dikkat çekti.

CEZA HUKUKÇUSU PROF. DR. DEVRİM GÜNGÖR: “CEZA SİSTEMİ YAPISAL SORUNLARLA BOĞUŞUYOR

Ceza hukukçusu Prof. Dr. Devrim Güngör ise, ceza adalet sisteminde yaşanan yapısal sorunların, suçla mücadelede yeterli caydırıcılığın sağlanamamasına neden olduğunu belirtti. Güngör, “Cezaların infazında yaşanan eksiklikler ve suçluların yeniden topluma kazandırılması için yapılan ıslah süreçlerinin yetersizliği, suçların tekrar etmesine yol açıyor” dedi.

Güngör, ceza adalet sisteminin kapsamlı bir şekilde gözden geçirilmesi gerektiğini vurgulayarak, etkili bir ceza adaleti için cezaların caydırıcı ve infazın adil, aynı zamanda ıslah edici olması gerektiğini belirtti.

TOPLUMUN GÜVENLİĞİ İÇİN KAPSAMLI REFORM ŞART

Hukukçular, ceza infaz sisteminde yapılacak reformlarla birlikte şiddet ve cinsel suçlara yönelik cezaların etkin uygulanmasının toplumsal güvenliği sağlamak açısından önemli olduğunu ifade ediyor. Etkili bir denetim ve gözetim sistemi ile suça meyilli kişilerin takip edilmesi ve yüksek güvenlikli psikiyatri hastanelerinin yaygınlaştırılması gibi adımların atılması, suçların önlenmesi ve toplumsal huzurun sağlanması açısından kritik görülüyor.

Kadın cinayetleri ve artan şiddet olayları karşısında hukukun ve adalet sisteminin daha etkili hale getirilmesi gerektiği çağrısında bulunan uzmanlar, toplum olarak şiddetle mücadelede seferber olunması gerektiğini vurguluyor.

Haber Merkezi

Kaynak: Hürriyet

 

Exit mobile version